5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’da öngörülmüş olan şüpheli işlem bildirimi yükümlülüğü, hukukumuzda yükümlü olarak kabul edilenlerin, nezdinde veya aracılığıyla “yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde”, bu işlemleri MASAK’a bildirmelerini gerektirir. Bu bağlamda, “bilgi”, “şüphe” ve “şüpheyi gerektirecek husus” ifadelerinden ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması önemlidir. Zira, özellikle “bilgi” ifadesinin anlamı, yükümlünün şüpheli işlem bildiriminden farklı bir bildirim yükümlülüğünü de gerektirebilir. Nitekim, işleme konu malvarlığı suçtan elde edilmişse ya da bu malvarlığının yasa dışı amaçlarla kullanılması aynı zamanda suç teşkil ediyorsa, işlemin yapıldığı sırada ya da işlem tamamlandıktan sonra bu konuda “bilgi” sahibi olan yükümlünün, ayrıca suçu bildirme yükümlülüğü de söz konusu olabilir. Suçu bildirme yükümlülüğünün ihmali, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen şartların gerçekleşmesi halinde, suç teşkil etmektedir. Bu makalede, Türk hukukunda şüpheli işlem bildirimi yükümlülüğüne dair açıklamalarda bulunulmuş ve bu yükümlülüğün ihmali halinde bildirimle yükümlü olan kişinin ceza hukuku sorumluluğu incelenmiştir.
Şüpheli işlem şüpheli işlem bildirimi yükümlülüğü 5549 sayılı Kanun suçu bildirme yükümlülüğü yükümlülüğün ihmali.
The obligation of suspicious transaction reporting provided for in the Law on the Prevention of Laundering of the Proceeds of Crime (Law No. 5549) requires those who are considered as obliged parties to report the transactions to MASAK, if “there is any information, suspicion or reasonable grounds to suspect that the asset, which is subject to the transactions carried out or attempted to be carried out within or through the obliged parties, has been acquired through illegal ways or used for illegal purposes”. In this context, it is important to clarify what is to be understood from the expressions of “knowledge”, “suspicion” and “reasonable grounds for suspicion”. Because, especially, the meaning of the term “knowledge” may also require a different reporting obligation than the obligation of suspicious transaction reporting for the obliged party. Indeed, if the asset subject to the transaction has been obtained from a crime or the use of the asset for illegal purposes also constitutes a crime, the obliged party who has “knowledge” about this, at the time the transaction is carried out or after the transaction is completed, may also have an obligation to report the crime. The negligence of the obligation to report the crime constitutes crime, if the conditions prescribed in the Turkish Criminal Code (Law No. 5237) are fulfilled. In this article, explanations concerning the obligation of suspicious transaction reporting in Turkish law are given and the criminal law responsibility of the person who is obliged to report in case of negligence of this obligation is examined.
Suspicious transaction obligation of suspicious transaction reporting Law No. 5549 obligation to report a crime negligence of the obligation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | KAMU HUKUKU |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |