There are many problems regarding the time of litigation in full remedy action. The reason for these problems is that the time of litigation is considered specifically for the annulment case, which gives its meaning and characteristics to the administrative judiciary. In addition, the time of litigation in administrative courts is short. It is one of the classical concerns that the long time of litigation will increase the workload of the courts and that the constant threat of lawsuits will destabilize the administration. In addition, it is accepted that the time of litigation in administrative jurisdiction is related to public order. As a result, the time of litigation is statute of limitations and needs to be controlled at every stage of the case. This approach is problematic in many ways when it comes to full remedy action.
In the study, the qualification and consequences of the time of litigation in administrative jurisdiction are discussed in specially in full remedy action. It is emphasized that the full remedy action is similar to the compensation action in private law. It also explains why the time of litigation should not be short in full remedy action.
Full remedy action time of litigation annulment case compensation action legal qualification of the time
Genel olarak dava açma süresi, doktrinde defalarca incelenmiş konuların başında olmasına rağmen tam yargı davası özelinde dava açma süresiyle ilgili tartışmalar, bu kurumun anlamının, öneminin, hukuksal niteliğinin, etki ve sonuçlarının ne olduğunun açıklığa kavuşmamış olmasından kaynaklanmamaktadır. Problemin sebebi, dava açma süresinin idari yargıya anlamını veren ve özellik gösteren iptal davası özelinde düşünülmesidir. Ayrıca idari yargıda dava açma süreleri kısadır. Dava açma süresinin uzun olmasının, mahkemelerin iş yükünü artıracağı, sürekli dava tehdidinin idarenin istikrarını bozacağı ileri sürülen klasik endişelerdendir. Diğer taraftan idari yargıda sürenin kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilmektedir. Bunun bir sonucu olarak dava açma süresi hak düşürücü niteliktedir ve davanın her aşamasında kontrol edilmesi gerekir. Bu yaklaşım tam yargı davası söz konusu olduğunda birçok yönden sorunludur. Tam yargı davası sübjektif niteliği ağır basan bir dava türüdür. Dolayısıyla tam yargı davası özel hukuktaki eda davalarına benzemektedir.
Çalışmada idari yargıda dava açma süresinin niteliği ve sonuçları tam yargı davası özelinde ele alınmıştır. Tam yargı davasının iptal davasından uzaklaşan ve özel hukuktaki tazminat davasına yaklaşan niteliği esas alınarak, dava açma süresi üzerinde var olması gereken sonuçlarına dikkat çekilmiştir. Ayrıca idari yargıda dava açma süresinin kısa olmasına gerekçe olarak öne sürülen hususların tam yargı davası için neden geçerli olamayacağı gerekçeleriyle ifade edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | KAMU HUKUKU |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 26 Issue: 3 |