Coğrafi keşiflerle başladığı söylenebilecek olan sömürgecilik hareketleri en temel anlamda Batı’nın ve Batılı değerlerin Doğu’dan ve Doğu’nun değerlerinden üstün olduğu iddiasına dayanıyordu. Batılı sömürgeci güçler, sömürgeleştirmek amacıyla gittikleri topraklarda başlatmış oldukları fiziksel, ekonomik, kültürel ve psikolojik tahakkümleri meşru bir zemine oturtabilmek için sömürülen toprakları yabanıl, burada yaşayan halkları ise ilkel, medeni olmayan, vahşi ve dahi düşünemeyen varlıklar olarak tasvir ediyorlardı. Bunun tam aksine kendilerini modern, medeni, gelişmiş, düşünebilen olarak betimleyen sömürgeci Batılı güçler yarattıkları ikili karşıtlıklarla sömürgeci tahakkümlerini sözde haklı göstererek devam ettiriyorlardı. Özellikle sömürgecilik döneminde Batılı yazarlar tarafından üretilen edebi eserlerde kolonyal söylemin yarattığı Doğu’ya dair ön yargılı ve taraflı basmakalıp ifadelere sıkça rastlanıyordu. Bu ön yargılı ifadelere, sadece Batı edebiyatında değil, dünyanın diğer coğrafyalarında üretilen edebiyat ve yazın türlerinde de rastlamak mümkündür. Gülten Dayıoğlu edebiyat dünyasında daha çok çocuklara yönelik yazdığı eserlerle tanınmasının yanı sıra aynı zamanda verimli bir gezi yazarıdır. Bu çalışmanın amacı, yazarın 1993 yılında eşiyle beraber gittiği Kenya gezisine dair gözlem ve anılarını anlattığı Kenya’ya Yolculuk eserini kolonyal söylem ışığında incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, Gülten Dayıoğlu’nun kendisinin herhangi bir sömürgeci ya da sömürülen geçmişi olmamasına rağmen Kenya halkını, kültürünü ve coğrafyasını nasıl ötekileştirdiğini ve bunun neticesinde kolonyal söylemi, Afrika uluslarının bağımsızlıklarını kazanmalarından uzun denebilecek bir zaman sonra nasıl yeniden ortaya çıkardığını sömürgecilik ve şarkiyatçılık söylemleri çerçevesinde incelemektir.
The colonial movements, which can be said to have started with the geographical discoveries, fundamentally relied on the assertion that the West and Western values were superior to the East and Eastern values. Western colonial powers depicted the lands they aimed to colonize as savage, and the people living there as primitive, uncivilized, wild, and incapable of thinking, in order to legitimize the physical, economic, cultural, and psychological dominance they initiated in those territories. In stark contrast, the colonizing Western powers were portrayed as modern, civilized, developed, and capable of thinking, creating binary oppositions that falsely justified their colonial domination. Especially during the colonial period, literary works produced by Western writers frequently featured prejudiced and biased stereotypes about the East created by colonial discourse. These biased expressions can be found not only in Western literature but also in literature and literary genres produced in other regions of the world. Gülten Dayıoğlu is mostly known in the literary world for her works aimed at children, but she is also a productive travel writer. The aim of this study is to examine her work Kenya’ya Yolculuk, in which Dayıoğlu, having no colonial or colonized background, describes her observations and memories, otherizes the people, culture, and geography of Kenya, and as a result, to discuss how she resurrects colonial discourse long after African nations have gained their independence by referring to discources of colonialism and orientalism.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish Literature in Turkiye Field |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | October 15, 2024 |
Acceptance Date | December 15, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 8 Issue: 3 |
This work is licensed under Attribution-NonCommercial 4.0 International