The process that had started with Renaissance and Reformation and then continued with Enlightenment showed itself in political realm and European structure of monarchy started to yield itself to centralized nation-state structure starting by 17th century, which may be accepted as very early. The process of nation-state which was started in England enriched by several thinkers’ contribution spread into the rest of Europe initially with France, Germany and Italy. This changing process that began in Europe soon started to become a model to the societies other than the Western. A series of reforms that were aimed to save the state were conducted in Tanzimat Era when Western movements of thought started to be discussed in the Ottoman public. In this period, for the first time it was observed that language and alphabet topics raised as a conscious thought. In the same period when nation formation movements intensified in the West and domestic and external problems of Ottoman Empire continued, Ottoman statespersons and intellectuals with political movements named Ottomanism, Pan-Islamism and Turkism endeavored to establish national integrity and to save the state from the ongoing disintegration process but they have failed. These efforts have acquired a new dimension first with the establishment of the Republic then with the cultural reforms on the way to nation-building. In the new state that was founded on the territories of the disintegrated Ottoman Empire one of the most important cultural reforms is the Turkish Language Reform. In this sense, this study aims to present the need and the role of, and the contribution to the process to the Turkish Language Reform for the nation-building. Furthermore, it is expected to contribute to those who study in this area and existing literature with the data of the study
Özet
Avrupa’da Rönesans ve Reform ile başlayan daha sonra Aydınlanma ile devam eden süreç, etkisini siyasal alanda da göstermiş, 17. yüzyıl gibi erken sayılabilecek bir dönemden itibaren Avrupa’nın monarşiye dayanan yapısı yerini merkezi ulus-devlet yapısına bırakmıştır. Modern ulus-devletlerin ortaya çıkışı dünya tarihinde önemli etkiler oluşturmuş ve modern öncesi döneme egemen olan siyasi ve toplumsal yapılar kökten değişikliğe uğramıştır. Devletler artık kendi meşruiyetinin kaynağını ulusa dayandırmaya çalışırken, yurttaşlar da kendi aidiyetlerinin ön planına ulusu ve onu sembolize eden ulus-devleti yerleştirmeye başlamışlardır. İlk olarak İngiltere’de başlayan ulus-devlet süreci, birçok düşünürün görüşleriyle zenginleşerek, başta Fransa, Almanya ve İtalya olmak üzere Avrupa’nın dört bir yanına dağılmıştır. Avrupa’da başlayan bu değişim süreci kısa bir süre sonra Batı dışındaki toplumlara da model oluşturmaya başlamıştır. Esas amacı devleti kurtarmak olan ve bir dizi reformun yapıldığı Tanzimat Döneminde Batılı düşünce akımları Osmanlı kamuoyunda tartışılmaya başlamıştır. Bu süreçte dil ve alfabe konusunun bilinçli bir düşünce olarak ilk kez ortaya atıldığı görülmektedir. Batı’daki uluslaşma hareketlerinin yoğunluk kazandığı, Osmanlının içte ve dışta var olan sorunlarının devam ettiği bu süreçte Osmanlı devlet adamları ve aydınları tarafından Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük adları verilen siyasi akımlarla, ulusal birliği sağlama ve devleti var olan dağılma sorunundan kurtarma çabaları gösterilmiş ancak başarılı olunamamıştır. Bu çabalar önce Cumhuriyet’in ilanı daha sonra uluslaşma yolunda atılan kültürel devrimlerle yeni bir boyut kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun sona erdiği topraklar üzerinde kurulan yeni devlette gerçekleştirilen en önemli kültürel devrimlerden biri de Türk Dil Devrimidir. Bu bağlamda çalışma, Dil Devriminin Türkiye’de ulus inşası için gerekliliğini, sürece katkısını ve rolünü ortaya koyma amacını taşımaktadır. Ayrıca çalışmanın verileri ile bu alanda araştırma yapanlara ve mevcut literatüre katkı sağlanması umulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Ulus, Ulus İnşası, Ulus-Devlet, Dil Devrimi, Güneş-Dil Teorisi
Abstract
The process that had started with Renaissance and Reformation and then continued with Enlightenment showed itself in political realm and European structure of monarchy started to yield itself to centralized nation-state structure starting by 17th century, which may be accepted as very early. The process of nation-state which was started in England enriched by several thinkers’ contribution spread into the rest of Europe initially with France, Germany and Italy. This changing process that began in Europe soon started to become a model to the societies other than the Western. A series of reforms that were aimed to save the state were conducted in Tanzimat Era when Western movements of thought started to be discussed in the Ottoman public. In this period, for the first time it was observed that language and alphabet topics raised as a conscious thought. In the same period when nation formation movements intensified in the West and domestic and external problems of Ottoman Empire continued, Ottoman statespersons and intellectuals with political movements named Ottomanism, Pan-Islamism and Turkism endeavored to establish national integrity and to save the state from the ongoing disintegration process but they have failed. These efforts have acquired a new dimension first with the establishment of the Republic then with the cultural reforms on the way to nation-building. In the new state that was founded on the territories of the disintegrated Ottoman Empire one of the most important cultural reforms is the Turkish Language Reform. In this sense, this study aims to present the need and the role of, and the contribution to the process to the Turkish Language Reform for the nation-building. Furthermore, it is expected to contribute to those who study in this area and existing literature with the data of the study.
KeyWords: Nation, Nation-Building, Nation-State, Language Revolution, Sun Language Theory.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Mart 2015 |
Gönderilme Tarihi | 23 Mart 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 2 Sayı: 3 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.