Toplumların tarih boyunca geliştirdiği ölüm ve defin gelenekleri, yalnızca inanç sistemlerinin değil, aynı zamanda estetik algılarının ve kültürel değer dünyalarının bir yansıması olarak kabul edilmektedir. Bu geleneklerin somut yansımalarından biri olan mezar taşları; üzerlerindeki yazıtlar, süslemeler ve formları aracılığıyla geçmişin izlerini günümüze taşıyan, kültürel belleğin korunmasına katkı sunan önemli yapılardır.
Türk kültürünün erken dönem mezar yapılarından biri olan kurganlar, genellikle üzeri toprakla örtülmüş, kare ya da dikdörtgen planlı mezar odalarından oluşmaktadır. Göktürkler döneminde mezar yapıları, daha da gelişerek bark, dikili taş, balbal ve sunak gibi unsurların yer aldığı anıt mezar külliyelerine dönüşmüştür. Bu alanlar hem ölülerin anısını yaşatma hem de atalara kurban sunma gibi ritüel amaçlarla kullanılmıştır.
İslamiyet'in kabulü sonrasında ise kurgan geleneği, türbe, kümbet ve mezar taşı gibi yeni formlar aracılığıyla varlığını sürdürmüş; biçimsel dönüşüme uğrasa da taşıdığı kültürel ve simgesel değerleri koruyarak Anadolu coğrafyasına aktarılmıştır. Bu süreç, Türk mezar mimarisinin sürekliliğini ve dönüşümünü ortaya koyması bakımından önemli bir kültürel olgudur.
Bu çalışmada, Orta Asya Türk mezar mimarisi izlerinin Kayseri ili Tomarza ilçesi Akdere Mahallesi’ndeki Ağalar Mezarlığı'nda bulunan toplam altı (6) adet mezar taşı üzerindeki örneklemelerin yansımaları incelenmiştir. Yöre halkının bu kültürel mirası tanıması, yaşatması ve koruması amaçlanarak, mezar taşlarının sanat tarihi ve kültürel bağlamda değerlendirilmesi hedeflenerek bir dönemin sessiz tanıkları olan bu kültürel miras unsurlarının korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması çalışmanın başlıca amaçları içerisinde yer almaktadır.
The death and burial traditions developed by societies throughout history are considered reflections not only of their belief systems but also of their aesthetic perceptions and cultural value systems. One of the tangible reflections of these traditions, gravestones, are important structures that carry traces of the past to the present through their inscriptions, decorations, and forms, contributing to the preservation of cultural memory.
One of the early burial structures in Turkish culture, the kurgan, typically consisted of rectangular or square burial chambers covered with earth. During the Göktürk period, these structures evolved into monumental tomb complexes featuring elements such as bark, steles, balbals, and altars. These sites served both commemorative and ritual purposes, such as honoring the deceased and offering sacrifices to ancestors.
Following the adoption of Islam, the kurgan tradition continued through new forms such as türbes, kümbets, and gravestones. Although these underwent formal transformation, they preserved their cultural and symbolic meanings and were transmitted into the Anatolian context. This process represents an important cultural phenomenon in terms of demonstrating the continuity and transformation of Turkish funerary architecture.
In this study, the reflections of the traces of Central Asian Turkish tomb architecture were examined through six (6) selected gravestones located in the Ağalar Cemetery of Akdere Neighborhood in Tomarza District, Kayseri Province. The main objectives of the study include evaluating these gravestones within the context of art history and cultural heritage, aiming to ensure that the local community recognizes, preserves, and sustains this cultural legacy. By doing so, the study seeks to protect these silent witnesses of a historical period and pass them on to future generations.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Arts, Cultural and Natural Heritage |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Early Pub Date | September 30, 2025 |
Publication Date | September 30, 2025 |
Submission Date | June 11, 2025 |
Acceptance Date | September 2, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 32 |