The demand
for halal products by Muslim communities in Islamic and in foreign countries
have been dealt with by civil society organizations. Moreover, initiatives have
been made to convey this demand to official institutions. These initiatives
have led to the recognition by official authorities of the rights of muslims
and members of other religions to access health products that meet their
definition. The haram issue of drugs is mainly based on the use of
animal-derived tissues and non-halal components interfered with the production
process. Substances derived from animals are used, directly or after treatment,
in medicines and vaccines of various pharmaceutical forms, such as tablets,
capsules, creams, and injectable solutions. These products can be active
substances of the drug as well as adjuvants. Nowadays, it is possible to
produce active substances, adjuvants and excipients from alternative sources.
Therefore, the necessity of the relevant authorities to ensure that Muslims are
not irrelevant to the demand for halal products and to establish the necessary
legal basis can be considered at least a human rights phenomenon. However,
since the survival of people is a priority, it is a valid approach to use the
products in which the alternative option is not available.
İslam
ülkelerindeki ve ecnebi ülkelerdeki Müslüman toplulukların helal ürün talepleri
sivil toplum kuruluşlarında önemle ele alınmış ve resmi kuruluşlar nezdinde
girişimlerde bulunulmuştur. Yapılan girişimler resmi otoritelerin, Müslümanlar
ve diğer din mensupları için kendi tanımlarına uygun (helal) sağlık ürünlerine
ulaşma hakkını tanımasını sağlamıştır. İlaçlardaki haramlık meselesi, daha
ziyade hayvansal dokuların üretimde kullanılmasına dayanmaktadır. Hayvanlardan
elde edilen maddeler doğrudan veya işleme tabi tutulduktan sonra tablet,
kapsül, krem, enjeksiyonluk çözeltiler gibi çeşitli farmasötik şekillerde, ilaç
ve aşılarda kullanılmaktadır. Bu ürünler ilacın etkin maddesi olabildiği gibi
yardımcı maddeler de olabilmektedir. Günümüzde ilaç etkin ve yardımcı
maddelerin alternatif kaynaklardan üretilmesi mümkündür. Dolayısıyla konuyla
ilgili resmi otoritelerin Müslümanların helal ürün taleplerine kayıtsız
kalmaması ve gerekli yasal zeminin oluşturulmasını sağlaması gerekliliği en
azından bir insan hakları olgusu olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte
insanın yaşatılması öncelikli olduğundan, alternatif seçeneğin bulunmadığı
ürünlerin tedavide kullanılmaları geçerli bir yaklaşımdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Health Care Administration |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2019 |
Acceptance Date | June 28, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 1 Issue: 1 |