Doğum
ve ölüm arasında yolculuk yapan her birey, insanlık tarihi boyunca hayatın
sırlarını anlamaya çalışmış ve çoğunlukla inanç sistemlerinden birine bağlanmıştır.
Bu nedenle din, toplumların hayatında önemli yer tutan en önemli sosyal
vakıalardan biridir. Özellikle semavi dinlere mensup insanlar, inançlarını
yaymak amacıyla Dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış ve bu yerlerde kalıcı izler
bırakmışlardır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri de bu tür insanların
yerleştiği konumların başında gelir. Zira İslâm dininin neşet ettiği yıllardan
sadece yarım asır sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, İslâm Devleti’nin
sınırları içine alınmıştı. Bu nedenle Muaz bin Cebel’in oğlu Abdurrahman Gazi, Halid
bin Velid’in oğlu Süleyman, Eba Eyüp el Ensari’nin kardeşi Feyzullah el Ensari
ve Üveys el-Karanî gibi tanınmış pek çok sahabenin makam veya kabri söz konusu
iki bölgemizde bulunur. Ayrıca İslâm öncesi dönemde yaşamış Eyüp, İbrahim ve
Şuayb, Üzeyir, Elyesa, Zülkifl, Yuşa ve Nuh gibi bazı peygamberlerin kabirleri
veya makamları da bu bölgelerde bulunmakta, yoğun bir ziyaretçi akınına
uğramaktadır. Bazı tarikat önderlerinin kabirleri ve ikamet yerleri ile klasik
medrese eğitimi veren bazı merkezlerin bu bölgelerde bulunması da beşerî hareketliliğe
neden olmaktadır. Bu nedenle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin inanç
turizmi potansiyeli çok yüksektir ve terörün etkin olduğu yıllarda, pek fazla
kullanılamamıştır. Oysa turizm faaliyetlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgelerinin kalkınmaları ve sürdürülebilir gelişmelerinin temini bakımından oldukça
önemli olduğu söylenebilir. İnanç turizmi alanlarının Dünya turizmine hizmet
edecek şekilde organize edilmesi ile ulaşım ve konaklama hizmetlerinin
iyileştirilmesi, Türkiye’yi ekonomik açıdan zorlayan cari açığın finansmanını
kolaylaştıracak ve ülke turizminin gelişmesine katkı sağlayacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 22, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 22 Issue: Özel Sayı 2 |