Öz
Yabancı dil öğretimi günümüzde bir paradigma değişikliğine tanıklık etmektedir.
Yabancı dil öğrencileri için önceleri ana dili konuşurlarının performansı nihai hedefti. Bu da ister
istemez diller arasında hiyerarşik bir anlayış ortaya koymaktaydı. Ancak günümüzde dil
öğrencisinin ana dilinin (ve/veya başka dillerinin) ve kültürünün (ve/veya kültürlerinin) de göz
ardı edilemeyeceği ve bunlar arasında keskin sınırlar olmadığı anlayışı tartışılmaktadır. Artık
yabancı dil öğrencisinin repertuarında bulunan tüm dillerin ihtiyaca göre gerektiği zaman
kullanılabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla İngilizce başta olmak üzere kimi dillerin diğer
dillerden daha prestijli oldukları gibi bir anlayış da eleştirilmektedir. Diller arası geçişlilik
(translanguaging) kavramı bu değişikliğin kalbinde yer almaktadır. Uygulamalı dilbilimde diller
arası geçişlilik yeni bir yaklaşım olarak ortaya çıkmaktadır ve ilgili kuramlaştırmada önerilen
iyileştirmelerin dilötesi pedagojilerle de desteklenmesi gerektiği anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu
bağlamda bu literatür incelemesinde önce diller arası geçişlilik yaklaşımının teorik temelleri ve
bunları örneklendiren ampirik örnekler sunulmuştur. Sonra Türkiye’deki dil öğretimi uygulamaları
gözden geçirilip Türkiye’deki İngilizce ve Türkçe dil hazırlık sınıflarındaki özellikle yazma
derslerinde ve İngilizce eğitim dili kullanılan alan derslerinde (English Medium of Instruction -
EMI) diller arası geçişlilik yaklaşımından faydalanmak için muhtemel pedagojik uygulamaların
neler olabileceğine dair akıl yürütülmüştür. Çünkü dil öğrenme ortamlarının bir parçası olarak
sözkonusu çokdilli uygulamaların olağan hale getirildiğinde öğrencilerin eğitimini zenginleştirdiği
söylenebilir.