Öz
Bu çalışma, genelinde Türklerin devlet anlayışında ekonomi ve adalet mekanizmasının
işleyişi ve bunun halka yansımalarını, özelde ise Osmanlı dönemi ekonomisi klasik ve klasik
sonrası dönem olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Klasik ve sonrası dönemin devlet-esnaf
ilişkileri, belgeler üzerinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Devlet tarafından ekonominin işleyişi
üzerine alınan tedbirlerin toplum içindeki psiko-sosyal tutum ve davranışların olumlu ve olumsuz
etkileri de ayrıca ele alınmaya çalışılmıştır. Özellikle zamanları ve buhranlı anlarda ortaya çıkan,
belgelerde ihtikâr olarak adlandırılan karaborsacılık, vurgunculuk ya da stokçuluk olarak
günümüzde adlandırılan faaliyetler irdelenmiş, devletin bu faaliyetlerin engellenmesi
hususundaki çabaları, bir kısım belgeler üzerinden incelenmeye çalışılmıştır. Devletin bu
vurgunculuk ya da stokçuluğa karşı almış olduğu tedbirlerden biri olan narh sistemi, esnafın
yolsuzluk yapmamasını tembihleyen, yapanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlayan, bu
kapsamda esnafın kendi içindeki denetimlerine de kapı açan, istifçilik ve karaborsacılığı men
eden kararlar içeren bir sistemdi. Narh, istenmeyen bu dengesizliğin önüne geçmek amacıyla,
piyasayı düzenler ve devletin fiyat kontrolünü sağlardı. İhtisap, sadece ihtikâr faaliyetlerine değil
aynı zamanda kusurlu ürün üreten ya da eksik satış yapanlarla kalitesiz üretim yapanlara da
müdahale etmekteydi. Osmanlı döneminde de ihtisabın teftiş, sık yapılan kontrol ve
denetimlerle, çıkarılan nizamnâme ve gönderilen hükümlerle, hem dini hem de örfî olarak
adilâne bir sistemin kurulması için son derece ciddiye alındığı görülmektedir.