Öz
Suçtan etkilenerek zarar gören ve çeşitli hak kayıpları yaşayan mağdurlara adli süreçte
gereken hassasiyetin gösteril(e)memesi ikincil mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olmaktadır.
Ülkemizde 2017’den bu yana adalet sisteminin önemli bir kurumsal bileşeni olarak varlık
kazanan adli görüşme odaları (AGO) uygulaması, mağdurların öznel koşullarının gözetilerek
adli süreç boyunca korunmalarını sağlamayı ve muhtemel ikincil mağduriyetlerin önlenmesini
hedeflemektedir. Bu çerçevede AGO uygulaması, başta çocuk ve kadınlar olmak üzere kırılgan
gruplar içinde yer alan mağdurlara yönelik önemli bir kamusal hizmet sunmaktadır. Ancak
uygulama alanlarında, gerek yapısal gerekse uygulayıcı aktörlerden kaynaklanan çeşitli
sorunların yaşandığı bilinmektedir. Bu araştırma, adli görüşmecilerin deneyimlerinden hareketle
adli görüşme odalarının işlevselliğini analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, ülkemizde
son beş yıldır yaygınlaşan ve günümüzde yetmiş ilde faaliyet gösteren adli görüşme odalarının
işlevselliği; Bursa Adliyesi örneklemiyle ele alınmıştır. Araştırma adli görüşme odalarında
mağdurlarla görüşen 23-45 yaş arasındaki beş adli görüşmeciyle yürütülmüştür. Yarıyapılandırılmış görüşme tekniği ile elde edilen verilerin değerlendirilmesinde betimsel analiz
kullanılarak dört ana temaya ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, AGO uygulamasının
mağdurların örselenmelerini ve ikincil mağduriyet yaşamalarını önleyen önemli bir tampon
mekanizma işlevi gördüğü anlaşılmıştır. Bununla birlikte, adli süreçte mağdurun belirlenmesi
aşamasından başlamak üzere adli görüşme odaları ile ilgili fiziki ve teknik altyapı
yetersizliğinden kaynaklanan aksamalar, adli personelin iş yükü fazlalığı sebebiyle oluşan
zaman baskısı ve yargı görevlilerinin gerek mağduriyete gerekse adli görüşmecilere yönelik
tutumlarının AGO uygulamasında önemli sorun alanlarını oluşturduğu belirlenmiştir.