Human beings have paid attention to the cause-effect relationship between natural events throughout history and felt the need to believe in a supreme being by looking at the order in the realm. Realizing that there is a natural causal relationship between the world and God over time, he began to discuss the position of man here. Anthropomorphism, on the one hand, and the idea of totemism on the other, attempted to reveal the complex structure between God, the world and the human within the context of the principle of principle, when the idea of totemism began to shape the beliefs of people, and the opportunity to explore the realm of the realm. As a cosmological and epistemological doctrine, the principle of countyhood, which has its origins in ancient Greek and ancient Indian civilizations, has remained important to this day.
It is accepted that the idea of atomism in Islam was put forward by Abu Bakr er-Râzî (d. 313/925). Classical theologians stated that the world was made up of beings other than Allah's life and that these beings consisted of atoms, objects and lands. Although theologians allied that the realm is made up of atoms, they proposed different views in the definition of the atom.
İnsanoğlu tarih boyunca tabiat olayları arasındaki sebep-sonuç ilişkisine dikkat etmiş ve âlemdeki düzene bakarak yüce bir varlığa inanma ihtiyacı hissetmiştir. Zamanla âlem ve Tanrı arasında tabiî bir nedensellik ilişkisinin olduğunu fark ederek insanın buradaki konumunu tartışmaya başlamıştır. Bir tarafta antropomorfizm diğer tarafta totemizm düşüncesinin insanların inançlarını şekillendirmeye başladığı bir dönemde âlemi oluşturan unsurları daha çok araştırma imkânı bulan insanoğlu, Tanrı, âlem ve insan arasındaki karmaşık yapıyı illiyyet ilkesi bağlamında ortaya koymaya çalışmıştır. Kökeni eski Yunan ve eski Hint medeniyetlerine dayanan illiyyet ilkesi, kozmolojik ve epistemolojik bir doktrin olarak günümüze kadar önemini korumuştur. İslâm kelâmında atomculuk düşüncesinin Ebû Bekir er-Râzî (ö. 313/925) tarafından ortaya atıldığı kabul edilmektedir. Klasik dönem kelâmcıları âlemin, Allah’ın zâtı dışındaki varlıklardan meydana geldiğini ve bu varlıkların da atom, cisim ve arazlardan oluştuğunu ifade etmişlerdir. Kelâmcılar âlemin atomlardan meydana geldiği konusunda ittifak halinde olsalar da atomun tanımında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 15 Mayıs 2020 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 4 Sayı: 1 |