Dinî hükümlerin temel gaye ve amaçlarını ifade eden makâsıd, İslâmî ilimlerin kendine özgü bağlamları içinde ciddi tartışma alanları ortaya çıkaran önemli kavramlardan biridir. Kelâmda makâsıd kavramıyla, ilahî fiillerin ancak bir gaye ve maksatla, faydalı ve hikmetli olana yönelik olarak gerçekleşeceği düşüncesi ifade edilmektedir. Bu doğrultuda Muʻtezile ve Mâtürîdîler makâsıd düşüncesine yer veren kelâm ekolleridir. Onların bu husustaki görüşlerinin şekillenmesinde ilahî sıfatlara yükledikleri anlamlar ve bu sıfatları tasavvur ediş biçimlerinin önemli bir etkisi görülmektedir. Nitekim tarihsel süreçte ilk tartışma konularından biri olan ilahî sıfatlar meselesi giderek derinlik kazanmış ve birbirinden farklı Allah tasavvurlarının gelişmesine neden olmuştur. Bu bakımdan çalışmamızda, Muʻtezilî ve Mâtürîdî kelâmcıların temel eserleri dikkate alınarak onların makâsıdî düşünceyi ortaya çıkaran ilahî sıfat anlayışlarını tespit etmek amaçlanmıştır. Onların özellikle ilim, hikmet ve adalet sıfatlarına yükledikleri anlamlar Allah’ın yaratması, teklifte bulunması ve bunlarla bağlantılı hususlarda makâsıd düşüncesine yer vermelerine neden olmuştur. Örneğin Muʻtezile’ye göre Allah, zâtı gereği âlimdir. Âlim olması, O’ndan ayrı düşünülemez. Bu hakikat Allah’ın ezelî olarak her şeyin bilgisine sahip olduğu anlamına gelir. Adaletin iyi, zulmün kötü olduğu bilgisi bu kapsamda ezelî bir bilgidir ve dinî hükümlerin içeriğiyle örtüşür. Ezelî ilimde sabit olduğu düşünülen diğer hakikatler ve nitelikler de ilahî maksadın mahiyeti üzerinde belirleyicidir. Mâtürîdîler ise, hikmet merkezli bir itikâdî doktrin geliştirmişlerdir. Onlara göre hikmet, Allah’ın zâtî bir niteliğidir. Hikmetin yokluğu, bilgisizlik demektir. Allah ise bundan münezzehtir. Her iki ekolün de ilahî bilgiye dair bu güçlü vurgusunun ve diğer ilahî sıfatları buradan hareketle izah etmelerinin makâsıd düşüncesini geliştirmelerinde önemli bir etkide bulunduğu görülmektedir.
Maqāṣıd, which expresses the basic aims and objectives of religious judgements, is one of the important concepts that reveal serious areas of debate within the specific contexts of Islamic sciences. In theology, the concept of maqāṣıd refers to the idea that divine actions can only be realised with a purpose and aim, towards what is beneficial and wise. Muʿtazila and Māturīdī schools are the theological schools that include the idea of maqāṣid. The meaning they attached to the divine attributes and the way they conceived of these attributes had a significant impact on shaping their views on this issue. As a matter of fact, the issue of divine attributes, which was one of the first topics of debate in the historical process, gradually gained depth and led to the development of different conceptions of God. In this respect, our study aims to identify the conceptions of divine attributes that reveal the maqāṣidī thought by taking into account the main works of Muʿtazilī and Māturīdī theologians. The meanings they attributed to the attributes of knowledge, wisdom, and justice led them to include the idea of maqāṣıd in the creation of Allah, His proposals, and related matters. For example, according to the Muʿtazilites, God is a scholar by His essence. This quality cannot be separated from Him. This truth means that God has eternal knowledge of everything. In this context, the knowledge that justice is good and oppression is bad is an eternal knowledge and coincides with the content of religious judgements. Other truths and qualities thought to be fixed in eternal knowledge are also decisive on the nature of the divine purpose. The Māturīdīs developed a doctrine of theology centred on wisdom. According to them, wisdom is an essential attribute of God. The absence of wisdom means ignorance. Allah is exempt from this. This strong emphasis of both schools on divine knowledge and their explanation of other divine attributes based on it had a significant impact on their development of the idea of maqāṣid.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Kalam |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 31, 2024 |
Submission Date | December 27, 2023 |
Acceptance Date | May 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 52 |