Roman Jakobson’un çeviriye dair ortaya koyduğu üçlü sınıflandırma çeviribilimde mihenk taşı olarak kabul gören bir sınıflandırmadır. Bu sınıflandırma günümüze de birçok çalışma için altyapı oluşturmuş olsa da değişen metin tanımları, bu kategorizasyonun gözden geçirilmesini gerekli kılmıştır. Çeviriye dair kavramsal temel oluşturmuş olan Jakobson’un üçlü sınıflandırması günümüzde çevirinin kültürel çeşitliliğini ifade etmede yetersiz kalmaktadır (Torop, 2008, s. 256). Bu bağlamda kendisinden sonra gelen araştırmacıların bu sınıflandırmayı yeniden ele aldığı görülmektedir. Yeniden ele alınan sınıflandırmalar dikkate alındığında ise göstergelerarası çevirinin yalnızca dilsel sistemlerden dil-dışı gösterge sistemlerine çeviri ile sınırlı olmadığı görülmektedir. Bunun sebebi dönüşen tanımlarla birlikte dilsel ve dil-dışı ikiliğinin de bulanıklaşması ve çok ortamlı metinlerin çoğalmasıdır. Edebi eserlerden film, muzik, opera, tiyatro gibi çok-modlu metinlere uyarlamalara sıkça rastlansa da bu etkinlikleri göstergelerarası çeviri olarak ele almak görece yeni bir alan olarak görülmektedir. Bu tür bir çeviri pratiği dilsel üründen yalnızca dilsel olmayan -ışık, sahne tasarımı, koreografi, sanatçı performansları, muzik gibi- çok-modlu ifade biçimlerine dönüşümü içerdiği için, buradaki çeviri mantığı farklı boyutta ele alınmalıdır. Bu kapsamda çalışmada, edebi eserlerden sahneye uyarlamaların göstergelerarası çeviri olarak ele alınabileceği fikri tartışılmış, Deli Kadın Hikayeleri kitabının Tiyatro Nok tarafından yapılan sahne uyarlaması dilsel öğelerin çok-modluluğa dönüşümünün örneklendirilmesi amacıyla kullanılmıştır.
göstergelerarası çeviri uyarlama çok-modluluk sahne uyarlamaları edebi metin
Roman Jakobson's three-fold classification of translation is recognized as a turning point in translation studies. Though its legacy endures, in the present day it becomes necessary to reconsider this classification due to the evolving definition of the text. The following attempts by later scholars to reconsider his threefold taxonomy are significant to demonstrate "Jakobson’s tripartition is not sufficient for discerning the cultural variety of translation processes, although it has provided its conceptual basis" (Torop, 2008, p. 256). Given its revisited versions, intersemiotic translation may not necessarily be restricted to the translation of a verbal sign into non-verbal sign systems since the binary opposition between verbal and non-verbal signs has recently been problematized with multimedia forms. Although adaptations from literary works to multimodal texts such as film, music, opera, and theater are frequent, attempts to assess these activities within the context of intersemiotic translation might be regarded as a relatively recent area of study. Since this type of re-creation involves the transformation from a single language system into a text created by multimodal forms -light, stage design, choreography, actor/actress gestures, music- the translation logic suggests a different procedure. The purpose of this article is to argue that stage adaptations from literary works can be viewed as intersemiotic translations and the process is two-fold. The stage adaptation of the book Deli Kadın Hikayeleri (Mad Woman Tales) by Nok Tiyatro will be used as an example to demonstrate the transformation of linguistic signs into multimodality.
intersemiotic translation adaptation multimodality stage adaptations literary texts.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 33 |