Halk sağlığı açısından ele alındığında insanlara hastalık bulaşımının genellikle
hayvanların kesimi, teması ve ürünlerinin tüketimiyle gerçekleştiği düşünülmektedir.
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyıl sonundan itibaren et ve süt ürünlerinden insanlara bir
hastalık bulaşmaması için çeşitli önlemler almıştır. Bu amaç doğrultusunda mandıra ve
mezbaha işletmelerine yönelik yeni nizamnameler yayınlamış fakat bunların uygulanması
yetersiz kalınca sorunlar çözülemeden Cumhuriyet dönemine intikal etmiştir. Cumhuriyet’in
kuruluşundan sonra Atatürk’ün direktifleri doğrultusunda Türkiye’nin ilk modern
mezbahasının yapımı 1923 yılında tamamlanmıştır. Süt konusu ise uzun bir müddet daha
sürüncemede kalmış, nihayetinde 1935 yılında bir nizamname çıkarılarak ulusal boyutta
çözüme yönelik adımlar atılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın odak noktasını et ve süt hijyeni
oluşturmaktadır. Araştırma, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi belgeleri, dönemin basınında
yer alan haberler ile mezbaha ve mandıraların işleyişi üzerine kaleme alınan ikinci el
kaynaklardan faydalanılarak hazırlanmıştır. Araştırmaya konu olan işletmeler, açılmalarına
dair taşımaları gereken koşullar ve çalışma şekilleri üzerinden açıklanmaya çalışılmıştır.
Ayrıca araştırmada işletmelerin hazırlanan talimatnameler doğrultusunda hangi şartlarla
denetlenmesi gerektiği hakkında da bilgi verilmiş ve böylece halk sağlığı tarihi üzerine
yapılacak çalışmalara bir katkı sağlanması amaçlanmıştır.
When considered in terms of public health, it is thought that the transmission of
disease to humans generally occurs through the slaughter of animals, contact and consumption
of their products. Ottoman State, XIX. Since the end of the century, it has taken various
precautions to prevent any disease from meat and dairy products. İn line with this purpose,
she published new regulations for dairy farms and slaughterhouse enterprises, but when the
implementation of these was insufficient, the problems were passed on to the Republic period
without being solved. After the establishment of the Republic, construction of Turkey’s first
modern slaughterhouse in accordance with the directives of Atatürk it was completed in
1923. The dairy issue remained on hold for a long time, and finally, a regulation was issued in
1935 and steps were taken towards a national solution. In this context, the focus of the study
is meat and milk hygiene. The research has been prepared by benefiting from Presidential
State Archive documents, news in the press of the period, second hand sources written on the
operation of slaughterhouses and dairy farms. The enterprises subject to the research have
been tried to be explained through the conditions and working methods they need to open. In
addition, information was given about the conditions under which the enterprises should be
audited in line with the regulations prepared in the study, and thus it was aimed to contribute
to the studies on the history of public health.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 17, 2021 |
Submission Date | February 8, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 21 Issue: 43 |