Nabizade Nazım is primarily known as a realist writer of the 19th century Turkish literature. To him, a greater focus should be placed on science than literature so that literature can improve faster. Hence, he has put his ideas into practice through his scientific works, such as Katre (Drop), Aynalar (Mirrors), Muhtasar Yeni Kimya (Summary of New Chemistry) and Mesail-i Riyaziye (The Matters of Arithmetics), and various scientific articles. According to Nabizade Nazım, if there is an orientation toward literature, then poetry should be performed with a scientific and empiric approach that contains philosophical thoughts, rather than metres and rhymes, and short stories and novels through narratives in the style of Zola and Naturalism based on science and observations instead of certain imaginary and exaggerative narratives. While these narratives give literary pleasure, they should also enlighten the society and world of thought. In the works of Nabizade Nazım, which present a structure? interwoven with reality, philosophy and science, and the way human thought is presented and affects fiction were significant matters. In this article, Nabizade Nazım’s works will be interpreted through the presentation of consciousness introduced in Dorrit Cohn’s work Transparent Minds, and analysed through the notions of psycho-narration and quoted monologues, which are the means of revealing what is in fictional entity’s mind.
Nabizade Nazım Dorrit Cohn The Presentation of Consiousness Psycho-narration Quoted Monologue
Nabizade Nazım, 19. yüzyıl Türk edebiyatında gerçekçilik söz konusu olduğunda akla ilk gelen yazarlardandır. Gerçeklik, felsefe ve bilim ile iç içe bir edebiyat sunan Nabizade Nazım’ın eserlerinde insan düşüncesinin nasıl sunulduğu, bunun kurguya nasıl etki ettiği de önemli bir meseledir. Nabizade Nazım’ın eserleri Dorrit Cohn’un Şeffaf Zihinler adlı eserinde ortaya sürdüğü bilinç sunumu kavramı üzerinden değerlendirildiğinde, kurmacada önemli bir rol üstlenen anlatıcı ve kahramanın zihinlerinden geçenleri aktarmalarının gerçekçilikle doğrudan bağlantılı olduğu görülür. Bu makalede, Cohn’un bilinç sunumu için önerdiği iki kavram olan psiko-anlatı ve alıntılı monologdan yola çıkarak Nabizade Nazım’ın tek romanı olan Zehra ve bütün hikâyeleri değerlendirilmiştir. Onun eserlerinde alıntılı monolog sayısı gerek psiko-anlatının kullanılma sayısına nazaran, gerekse anlatıların genel hacmi içerisinde oldukça azdır ve bunlar tırnak işaretleri, zaman kipinin değişimi, ünlem ve soru işaretleri, “dedi” veya “diye düşündü” gibi bir fiilin kullanımı aracılığıyla belirginleştirilirler. En uç noktada sadece zaman kipi değişiminin olduğu, başka hiçbir işaretin bulunmadığı alıntılı monologlar yer alır. Bu tarzdaki alıntılı monologların sayısının daha az oluşu da anlatıcının sözü kurmaca varlığa bırakmama, yani anlatı içerisindeki hâkimiyetini kaybetmeme isteğiyle bağlantılıdır. Alıntılı monologlar Nabizade Nazım’ın eserlerinde, anlatıcı ile kurmaca varlık arasındaki mesafeyi vurgulamak veya yoğun duygu durumlarını sunmak için kullanılırlar. Yoğun duygu durumlarının sunulması esnasında sözün kurmaca varlığa bırakılması ise çift taraflı olarak işler; bir yandan kurmaca varlığın tüm duygusal yönelimleriyle gerçek bir insana benzemesini sağlarken bir yandan da anlatıcının bu konuda aradan çekilmesiyle birlikte durumu “müdahalesiz” bir şekilde sunabilmesini sağlar.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Creative Arts and Writing |
Journal Section | Literature |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2021 |
Submission Date | September 20, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 1 |