The correct understanding of the Qur’ân is a very important issue in terms of its service as a life book. Its correct understanding, no doubt, depends on certain rules. The very first of these rules is to keep in mind continously that it is an Arabic address/book. The Qur’ân was sent in Arabic language. Therefore, its meaning primarily should be made out completely in Arabic. Moreover, this is not an Arabic that appeals to every period, but primarily appeals to the Arabs who lived in a time and cultural environment that the Qur'an came down. Thus, in order to thoroughly understand what the Qur’ân is saying, how the Arabs who lived in the seventh century AD understood it should be viewed first. Moving from this rule, in this article we wanted to look again at the meaning of some verses in which some trees are mentioned.
Kur’ân-ı Kerîm’in doğru anlaşılması, onun bir hayat kitabı olarak işlev görmesi açısından son derece önemli bir meseledir. Onun doğru anlaşılması şüphesiz bir-takım kurallara bağlıdır. Bu kuralların başında ise onun Arapça bir hitap/kitap oluşunu devamlı hatırda tutmak gelmektedir. Kur’ân Arapça diliyle indirilmiştir. Bu sebeple onun anlamı öncelikle Arapça içinde tam olarak ortaya konmalıdır. Üstelik bu Arapça her döneme hitap eden bir Arapça değil, öncelikle Kur’ân’ın indiği dönemde ve kültür içinde yaşayan Araplara hitap eden bir Arapça’dır. Dolayısıyla Kur’ân’daki âyetlerin ne dediğini iyice anlamak için öncelikle miladi yedinci asırda yaşayan Arapların onu nasıl anladığına bakılmalıdır. Bu makalede biz de bu kuraldan hareketle, bazı ağaçların anlatıldığı bazı âyetlerin anlamlarına yeniden bakmak istedik.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 11 Issue: 1 |