Bilimler tasnifi her felsefe-bilim sistemi için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Modern düşüncenin tarihine ise bu bağlamda özellikle doğa bilimleri-sosyal bilimler ayrılığı tartışması damgasını vurmuştur. Bu tartışmanın taraflarından biri pozitivist bilgi-bilim anlayışına dayanan bir sosyal bilimler yaklaşımıdır ve bu yaklaşıma göre sosyal bilimler hem kavramları hem de yöntemi açısından doğa bilimlerini model almalıdır. Tartışmanın diğer tarafı ise köklerini Alman Tarih Okulu’nda bulan tarihselci gelenektir. Bu geleneğe göre doğa bilimleri ile sosyal bilimler birbirinden hem konuları, kavramları hem de yöntemleri açısından temelden farklıdır. Bu gelenekte sosyal bilimler yerine “manevi bilimler/tin bilimleri” [Geisteswissenschaft] veya “kültür bilimleri” terimleri tercih edilir. XX. yüzyılın ilk yarısında bu gelenekten gelen, fakat içinden çıktığı geleneği de eleştiren çok daha farklı ve özgün yeni bir bilgi-bilim anlayışı ortaya çıkmıştır. En önemli temsilcisi Nicolai Hartmann olan bu yaklaşım ontolojik-fenomenolojik yaklaşım olarak isimlendirilir. İşte Vecdi Aral’ın adalet değerinin merkeziliğine dayalı bilimsel ve nesnel hukuk anlayışının da felsefi kaynağı bu yaklaşımdır. Dolayısıyla Aral’ın “adalet bilimi olarak hukuk” düşüncesi ancak bu tarihsel ve felsefi bağlam göz önünde bulundurulduğunda tam anlamıyla kavranabilir
Bilimler tasnifi doğa bilimleri-sosyal bilimler ayrılığı tarihselcilik pozitivist bilgi-bilim anlayışı Nicolai Hartmann ontolojik-fenomenolojik yaklaşım Vecdi Aral adalet bilimi olarak hukuk
The classification of sciences has crucial import for any philosophicalscientific system. In this context the history of modern thought has been dominated by the problem of natural sciences-social sciences distinction. On the one hand there is an idea of social sciences dependent upon positivist philosophy of science which claims that social sciences have to take natural sciences as a model in terms of concept forming and methodological considerations. On the other hand there is a long-termed tradition called historicism having its origins in German Historical School. In this historicist philosophy of science, natural sciences and social sciences are totally different in both concept forming and methodological considerations. Thus, in this tradition the terms “moral/cultural sciences” [Geisteswissenschaft] have been preferred instead of the term social sciences. However, a new philosophical view of science and knowledge has appeared in the first half of 20th century which although grounded in historicist tradition, but has been critical of it and much more original than its predecessor. This is called onto-phenomenological doctrine. The philosophical source of Vecdi Aral’s legal conception dependent upon objectivity of law and supremacy of justice is also this onto-phenomenological doctrine whose main figure is Nicolai Hartmann. So, without taking this historical and philosophical context into account, Aral’s notion of “law as a science of justice” can not be fully apprehended
The classification of sciences the distinction of natural sciences-social sciences historicism positivist philosophy of science Nicolai Hartmann onto-phenomenological doctrine Vecdi Aral law as a science of justice
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 18 Issue: 2 |
Dokuz Eylül University Law Review
is indexed and abstracted by
TR-DİZİN, DergiPark, HeinOnline, Academindex, Ulrich’s Periodicals Directory and Asos Index
The Dokuz Eylul Law Review will be published only online starting from the May 2024 issue.
Dokuz Eylul University Publishing House Web Page
https://kutuphane.deu.edu.tr/yayinevi/
İletişim sayfamız
https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuhfd/contacts