Ödünleyici ilişkiler alanyazında şaşırma, karşıt beklenti, iki tümce arasında uyumsuzluk, çatışma ya da uygunsuzluk olarak tanımlanmıştır. Ödünleme çeşitli dilsel kaynaklar kullanılarak açık biçimde işaretlenebildiği gibi, örtük olarak da gerçekleştirilebilmekte ve bağlamsal bilgiye dayalı olarak dinleyici tarafından algılanabilmektedir. Önceki çalışmalarda ödünlemenin karşıtlığın gösterilmesi, olası yanlış anlaşılmaların önlenmesi, düzeltme/onarım, uzlaşma ve konu yönetimi işlevleriyle kullanıldığı ortaya konmuştur. Diğer taraftan, dil kullanımı ve cinsiyet ile ilgili geleneksel bakış açısı, kadınların ortak paydada buluşma, anlaşmazlıktan kaçınma ve kibar dil kullanma eğiliminde olduğunu savlamaktadır. Ödünlemenin söylemsel işlevleri dikkate alındığında, kadınların ödünlemeyi erkeklerden daha sık kullandığı öngörülebilmektedir. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı Türkçe sözlü söylemde (i) ödünlenmenin işaretlenmesi ve ödünleyici dilsel kaynakların kullanımında ve (ii) ödünlemenin işlevlerinde (varsa) cinsiyet farklılıklarının Etkileşimsel Dilbilim çerçevesinde belirlenmesidir. Çalışmanın veri tabanı altı saatlik Türkçe gündelik söylem kayıtlarından elde edilen çevriyazı metinlerinden oluşmaktadır. Bulgularımız, ödünlemenin en çok açık biçimde gerçekleştirildiğini (83.5%), ancak cinsiyetler arasında anlamlı bir fark olmadığını göstermiştir. Türkçe sözlü söylemde en sık kullanılan ödünleyici dilsel kaynağın ama olduğu saptanmıştır (33.7%). Ödünlemenin işlevleri açısından ise, veri tabanımızda ödünlemenin en çok karşıtlığın gösterilmesi (49.4%) amacıyla kullanıldığı, ancak cinsiyetler açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı ortaya konmuştur. Çalışmamızda ödünlemenin işaretlenmesi ve işlevleri bakımından cinsiyete dayalı bir farklılık saptanmamıştır. Bu bulgular, dil kullanımının konuşucuların cinsiyetine göre değil, söylem bağlamına göre biçimlendiği ortaya koyması bakımından cinsiyet ve konuşma biçemleri ile ilgili güncel görüşü desteklemektedir.
Concessive relations have been defined in terms of concepts such as surprise, counter-expectation, incompatibility or conflict between clauses in literature. Concession can be marked explicitly by a range of linguistic resources or expressed implicitly and perceived by the hearer based on contextual cues. In previous studies, various functions of concession including expressing a contrast, preventing potential misunderstandings, correction/repair, alignment and topic management have been reported. Traditional view on gender and language allege that women tend to seek common ground, avoid disagreement and be polite. The current view, on the other hand, claim that discourse context is determinant on such tendencies. Considering the discursive functions of concession, it can thus be presumed that women opt for concession more frequently than man do. Therefore, the aim of this study is twofold: to determine (if any) gender-based differences (i) in the marking and use of concessive resources and (ii) in the functions of concession in Turkish spoken discourse within the framework of Interactional Linguistics. The database of the study consists of the transcriptions of six-hour daily Turkish conversations. Findings have revealed that concession is mostly marked explicitly (83.5%) with no significant difference between genders and the most commonly used concessive marker is ama (but) by both genders (33.7%). As for the functions, the concessions are mostly used to express a contrast (49.4%) with no significant difference between male and female speakers. These findings support the view that it is not the gender of the speakers but the discourse context that shapes the language use.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Language Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2021 |
Submission Date | March 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 |