This article aims to examine Tanpınar’s Huzur [A Mind at Peace] within the framework of the experience
of war and its traumatic impact on society and the modern individual. It shows how Tanpınar,
who witnessed the horrors of the great wars that resulted in the collapse of the Ottoman Empire and the
establishment of the Republic of Turkey, describes the altering influence of these wars on society and
individuals in his literary work. In this regard, his novel entitled Huzur, originally published in 1949,
occupies an important place in exhibiting Tanpınar’s outlook towards the war and its social, political,
cultural, economic, and psychological consequences. Creating a protagonist whose personal identity
has been formed by the Turkish War of Independence War and World War II, the novel problematizes
how the war plays a key role in society across cultures. In order to analyze the decisive role of the
experience of war in the formation of personality in the modern individual and to what degree, more
specifically, this study critically discusses the characterization of the protagonist Mümtaz and explores
the author’s motivation through which the problem of war is described in the novel. The article argues
that in Huzur, Tanpınar constructs a narrative of critique by associating war with violence, disorder,
horror, disaster, total massacre, ruthlessness, irrationality, chaos, alienation, and the complete extinction
of modern civilization. It shows how the novel underlines the devastating impact the experience of war,
which Tanpınar regards as a catastrophic hurricane, on society and individuals through the characterization
of the protagonist whose existential crises and personal sufferings are closely associated with
wars that he has experienced. In describing wars’ relentless horrors both on societies and individuals,
the novel generates a narrative that challenges the established patriotic tones found in Turkish novel,
thus asserting that war is never legitimate under any circumstances and making the publication of Huzur
a turning point in the thematization of war in Turkish literature.
Bu makale Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanını savaş deneyimi ve bu deneyimin toplum ve modern
birey üzerindeki travmatik etkisi çerçevesinde incelemeyi amaçlıyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı
ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla sonuçlanan büyük savaşların dehşetine tanıklık eden yazarın,
eserlerinde bu savaşların toplum ve bireyler üzerindeki travmatik etkisini konu etmesine odaklanıyor ve
Tanpınar’ın Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşı üzerinden savaş deneyiminin roman başkişisi Mümtaz’ın
kişiliğinin oluşumundaki belirleyici rolünü nasıl sorunsallaştırdığını tartışıyor. Bu çerçevede Huzur romanının
savaşa karşı tutumunu ve savaşın sosyal, politik, kültürel ve ekonomik sonuçlarını sergilemekte
önemli bir yer tuttuğunu ortaya koyuyor. Yazarın, bireysel kimliğini Kurtuluş Savaşı’nın ve dönemin diğer
toplumsal krizlerinin şekillendirdiği roman başkişisinin çizimi vasıtasıyla savaşın toplum ve bireyler üzerindeki
sarsıcı etkilerini izlekleştirmesini çözümlüyor. Daha özelde makale, savaş deneyiminin modern bir
bireyin kişilik oluşumundaki belirleyici rolünü ve yazarın hangi duyarlılık ve düşünceyle hareket ettiğini
mercek altına alarak, Mümtaz’ın karakter kurulumunu eleştirel bir şekilde tartışıyor. Böylece Tanpınar’ın
romanında savaşı şiddet, dehşet, felaket, topyekûn katliam, acımasızlık, akılsızlık, kaos, insani değerlerden
uzaklaşma ve modern çağdaş uygarlığın külliyen yok oluşu ile ilişkilendirerek bir savaş kritiği anlatısı
yarattığını iddia ediyor. Bu doğrultuda Tanpınar’ın ilk defa 1949 yılında yayımlanan Huzur romanının edebiyatımızda
genel olarak yurtseverlik kavramı üzerinden biçimlenen yerleşik savaş algısının dışına çıkan,
hatta bu anlayışa yer yer meydan okuyan ilk roman olduğunu gösteriyor. Buna göre savaş, her ne kadar
görünürde romanda merkezi bir yer tutmasa da, anlatı boyunca kendini sürekli hissettiriyor ve Mümtaz’ın
kimlik bunalımının, bireysel ıstırabının ve psikolojik huzursuzluğunun yoğunlaşıp derinleşmesine neden
oluyor. Tanpınar’ın ısrarla, insanlığın topyekûn yıkımı olarak gördüğü savaşla Mümtaz’ın derin bireysel
ve psikolojik buhranlarını birleştirmesi, romanın savaş karşıtı bir anlatıya dönüşmesinde belirleyici bir rol
oynuyor.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | ARTİCLES |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2019 |
Acceptance Date | October 21, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |
Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi Creative Commons Atıf-GayrıTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC-ND 4.0) ile lisanslanmıştır.