Problem Durumu: Günümüzde yükseköğrenim derecesine sahip olmak yalnızca seçkin mezunlar açısından değil aynı zamanda ekonomi, bilim, teknoloji ve kişisel gelişim için önemlidir. Yükseköğretim kurumları, en önemli misyonlarından biri olarak öğrenci başarısının altını çizmektedir. Farklı teoriler başarı söz konusu olduğunda akademik ve sosyal uyum, beklenti ve motivasyon, hedefleri belirleme gibi noktalara vurgu yapmaktadır. Öğrenci başarı pek çok farklı biçimde tanımlanmasına rağmen, modern eğitim sistemindeki değişen bakış açısıyla birlikte, başarının notlardan çok daha öte bir anlam ifade ettiği görülmektedir. Bu da, öğrencinin bütün olarak gelişiminin, bilişsel ve akademik boyutlarının yanı sıra duygusal ve sosyal boyutlarının da olduğuna işaret etmektedir. Yani öğrenci başarısı üniversite öncesi deneyimler ve üniversite yaşamına katılım gibi pek çok unsurla şekillenmektedir. İlgili alan yazın, diğer etkenlerin yanı sıra, akademik öz-yeterlilik, çalışmaya dikkatini verme ve organize olma, sınıf iletişimi, stres ve zaman baskısı, duygusal etkenler ve öğrencilerin üniversite yaşamına katılımları gibi öğrencilerin kendi kontrolleri altında olan kişisel değişkenlerin öğrenci başarısını etkileyen en önemli faktörler olduğuna işaret etmektedir. Kişisel faktörler bireysel farklılıklardan oluşmaktadır ve her birey kendi yaşamını geliştirme ya da değiştirme kapasitesine sahiptir. Bu nedenle, başarı söz konusu olduğunda “psiko-sosyal faktörler” olarak da adlandırılan kişisel faktörler araştırmacıların odak noktası olmaktadır. İlgili alan yazında etkili öğrenme üzerindeki kişisel faktörleri belirlemede kullanılabilecek Türkçe bir ölçme aracının olmaması sebebiyle geliştirilen kapsamlı ölçme araçlarının uyarlanarak yeni örneklemde kullanılması ve ayrıca etkili öğrenmeyi üzerindeki faktörlerin belirlenerek bu kapsamda yapılabilecek önleyici rehberlik hizmetleri geliştirilmesi açısından bu çalışma önem taşımaktadır.
Araştırmanın Amacı: Bu çalışmanın amacı, üniversitede etkili öğrenme üzerindeki kişisel faktörlerin (akademik öz-yeterlilik, çalışmaya dikkatini verme ve organize olma, sınıf iletişimi, stres ve zaman baskısı, duygusal etkenler ve öğrencilerin üniversite yaşamına katılımları) öğrenci başarısını yordamadaki rolünü araştırmaktır.
Araştırmanın Yöntemi: Bu çalışmada, ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın örneklemini Türkiye’de bir devlet üniversitesinde öğrenim gören 317 İngilizce Hazırlık Okulu öğrencisi (161 kadın, 156 erkek) oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak demografik bilgi formu ve Üniversitede Etkili Öğrenme Envanteri kullanılmıştır. Demografik bilgi formu, yaş, cinsiyet, dil seviyesi gibi bilgilerden oluşmaktadır. Üniversitede Etkili Öğrenme Envanterinin Türkçe formu
Gokcen AYDIN / Eurasian Journal of Educational Research 69 (2017) 93-112 111
5’li dereceleme ölçeği (1. Asla, 5. Her zaman) üzerinde 49 madde ve 6 alt boyuttan oluşmaktadır. Bu alt boyutlar, akademik öz-yeterlilik, çalışmaya dikkatini verme ve organize olma, stres ve zaman baskısı, öğrencilerin üniversite yaşamına katılımları, duygusal etkenler ve sınıf iletişimidir. Ölçekte sorulan sorulara verilen yüksek puanlar başarıyla ilgili beklentinin ve hedeflerin olduğunu, etkili planlama yapılabildiğini, erteleme gibi akademik baskılarla baş edilebildiğini, kampüsteki etkinliklere katılımını ve öğretim elemanı ve öğrencilerle iyi bir iletişimi göstermektedir. Ölçeğin alt boyutlarının güvenirlik katsayıları .87 ila .68 arasındadır.
Araştırmanın Bulguları: Çalışmanın amacına uygun olarak yapılan Çoklu Regresyon Analizi sonuçları kişisel değişkenlerin öğrenci başarısını anlamlı şekilde yordadığını göstermektedir, ΔR² = .16, ΔF (6, 310) =10.16, p<.05. Sonuçlar, bu modelin toplam varyansın % 16’sını açıkladığını göstermiştir. Stres ve zaman baskısı (β = .30, p< .05) ve sınıf iletişimi (β= .13, p< .05) öğrenci başarısını anlamlı şekilde yordarken, akademik öz-yeterlilik, çalışmaya dikkatini verme ve organize olma, duygusal doyum ve öğrencilerin üniversite yaşamına katılımları başarıyı anlamlı ölçüde yordamamıştır. Üniversitede etkili öğrenme üzerindeki kişisel faktörler arasında stres ve zaman baskısı ile sınıf iletişiminin yer aldığı görülmektedir ve iki değişkenin de başarıyla pozitif yönde ilişkili olduğu bulunmuştur.
Araştırmanın Sonuçları ve Önerileri: Bu çalışmaya göre, sınıfla iletişim, stres ve zaman baskısı öğrenci başarısını yordayan değişkenlerdir. Diğer bir deyişle, sınıf içi iletişimi iyi olan ve çalışmaları sırasında stres ve zaman baskısı hisseden öğrencilerin üniversitede etkili öğrenmede daha başarılı olduğu bulunmuştur. Ancak akademik öz-yeterlilik, çalışmaya dikkatini verme ve organize olma, öğrencilerin üniversite yaşamına katılımları başarıyı yordamamaktadır. Seçilen örneklemin üniversitenin hazırlık okulunda öğrenim gören, yani üniversitede henüz ilk yılını geçiren öğrencilerden oluşması, bu durumun kaynağı olarak düşünülebilir. Yani öğrencilerin henüz üniversite yaşamına alışamadıklarından, bu yeni yaşama etkin bir şekilde katılamadıkları ve üniversitede nasıl çalışacaklarına dair ders çalışma becerilerini henüz geliştirememiş oldukları düşünülebilir. Öğretim elemanları bu sonuç ışığında, derslerinde öğrencilerin sınıf içi iletişimi geliştirebilecekleri rol oynama, takım çalışmaları gibi etkinliklere yer verebilirler. Araştırmanın sonucu ayrıca, düz anlatım tekniği kullanan öğretim elemanlarına kullandıkları bu yöntemin öğrenmede etkili olmayabileceği yönünde bir bilgi verebilir. Ayrıca öğretim elemanlarına ve üniversite psikolojik danışmanlarına, stres ve akademik başarı arasındaki pozitif ilişkiye dikkat etmeleri önerilebilir çünkü bazen dengeli bir stres, çalışmalar sırasında her zaman korkulacak bir durum olarak karşımıza çıkmayabilir. Öğrencilere yönelik hazırlanan akademik başarı ve stres hakkındaki seminerlerde ilgili bu sonuçlardan bahsedilerek, öğrencilere kendi üzerlerinde kurdukları baskıyı azaltma yönünde yardımcı olunabilir. Bunun yanı sıra, Türkçeye uyarlanan Üniversitede Etkili Öğrenme Envanterinin yapılan güvenirlik hesaplamaları ve bu çalışma sonucunda elde edilen bulgular, ölçme aracıyla ilgili bazı sorunların olabileceğine ve dikkatle yaklaşılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. Gelecekteki araştırmalar açısından, hazırlık sınıfından ziyade birinci, ikinci ya da son sınıf öğrencileri seçilerek üniversiteye uyumunu sağlamış bir örneklem üzerinde çalışılması önerilebilir. Bu doğrultuda,
Gokcen AYDIN / Eurasian Journal of Educational Research 69 (2017) 93-112 112
uyarlanan ölçme aracı, üniversitenin ilk yılı ve dil öğrenme odaklı bir grubunu yansıtan hazırlık öğrencileri dışında farklı sınıf düzeyleri ve farklı üniversitelerde de kullanılarak ilgili alan yazına katkıda bulunulabilir. Ölçme aracı, öğrencilerin etkili öğrenmelerini etkileyen kişisel faktörler açısından oldukça zengin değişkenleri bir arada bulundurması açısından kullanışlı ve yeni bir ölçme aracı olarak düşünülebilir ancak ölçeğin kendi içinde ya da Türkçesi üzerinde bazı sorunlar olabileceği göz ardı edilmemelidir. Son olarak, farklı örneklemlerde kullanılarak uygun sonuçlar elde edilmesi halinde, üniversite psikolojik danışma merkezleri tarafından öğrenci başarısını etkileyebilecek değişkenleri bulmada kullanılabilecek pratik bir envanter olarak görülebilir.
Purpose: With the changing perspective in modern education systems, success means more than grades and includes emotional, social, cognitive, and academic development. The aim of this study was to investigate the role of personal factors (academic self-efficacy, organization and attention to study, time utilization, classroom communication, stress and emotional components, student involvement with college life) in predicting student success. Method: Three hundred and seventeen college students participated in the study, and a demographic information form and the College Learning Effectiveness Inventory (CLEI) were used.A correlational research design was utilized for data analysis. Findings: The results indicate that personal variables significantly predicted student success, ΔR² = .16, ΔF (6, 310) =10.16, p< .05, and that 16% of the total variance was explained with the model. Among the personal variables of effective learning, stress and time pressure and classroom communication were found to be significant predictors of success. Implications for Research and Practice: The findings indicate that students who communicate better and feel more stressed in the classroom reached a higher level of achievement in college learning. The results suggest that activities that increase student communication in the class should be given priority in the classroom environment. In addition, instructors and university counselors should pay attention to the positive relationship between stress and academic success, as a balanced level of stress should not always be feared during studies. For further research, the CLEI should be used with college students in all grades rather than preparatory students to investigate college students’ profiles about personal factors.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 20, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 17 Issue: 69 |