Dünya'da
ekolojik dengenin tahrip olması ve özellikle gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan
ülkelere kirlilik ihracı ve tüketimden beslenen kapitalist ekonomik düzenin
devamını temin eden teknoloji
transferleri, çevre sorunlarını global ölçekte sınırları aşan, yerelden ulusala
ve uluslararası boyutlara doğru taşınan bir sorun haline getirmiştir. Günümüzde
özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşanan hızlı nüfus artışı ve buna bağlı
olarak yaşanan bilinçsiz tüketim ve israf kültürü, çevresel değerlerin
bilinçsizce tahribi ve kirletilmesi, yaşanan
toplumsal dönüşüm ve değişimler, meydana gelen hızlı teknolojik değişim gibi
faktörler çevre sorunlarının başlıca nedenlerini oluşturmaktadır. Yaşanan bu
çevresel sorunların insanlığın ortak geleceğini tehdit eder boyutlara ulaşması
gerek küresel, gerek ulusal ve gerekse de yerel ölçekte çevre sorunları ve bu
sorunların çözümüne daha fazla önem verilmesi ve odaklanılması olgusunu da
beraberinde getirmiştir.
Tüm
Dünya'da olduğu gibi, Türkiye’de de çevresel zenginliklerin korunması, çevre
sorunlarının çözülebilmesi ve daha yaşanabilir bir çevrenin temin edilmesinde,
merkezi yönetimle birlikte yerel yönetimlerinde çok önemli yetki, görev ve sorumlulukları
bulunmaktadır.Yürürlükteki mevzuat irdelendiğinde, gerek 2872 sayılı çevre
kanununda ve bu kanunun uygulanmasına yönelik çıkarılan yönetmeliklerde ve
gerekse 5393 sayılı belediye kanunu ve 5216 sayılı büyükşehir belediye
kanunlarında özellikle belediyelere çevre sorunlarının çözümüne yönelik önemli
yetki, görev ve sorumlulukların yüklendiği görülmektedir. Ancak diğer hizmet
alanlarında olduğu gibi çevre sorunları ile mücadelede de yerel yönetimlerin ve
belediyelerin,etkin ve verimli olabilmeleri, mali ve idari açıdan güçlü
olmalarına bağlıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 27, 2019 |
Submission Date | March 18, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 3 Issue: 1 |
The open access statement