Yaşam alanları veya yerleşim
birimleri olarak adlandırılan alanların sınıflandırılması merkezi ve yerel
yönetim sistemlerinin farklılığına bağlı olarak değişmekle birlikte, genel
olarak kentsel ve kırsal alan şeklinde ifade edilmektedir. Bu alanların belirlenmesinde
etkili olan faktörlerden en önemlileri, üretim araçlarının kullanılması ve
sunulan hizmetlerin niteliği olarak öne çıkmaktadır. Dolayısıyla tarımsal
üretimin yoğun olarak gerçekleştiği alanlar kırsal alanı oluştururken, sanayi
ve hizmet sektöründeki üretimin yoğunlaştığı alanlar kentsel alanı işaret
etmektedir. Ancak tarih boyunca bu yerleşim birimleri arasında nüfus değişim
hareketlerinin yaşandığı bilinmektedir. Önemli değişkenlere bağlı olarak
gerçekleşen bu hareketin yönü ise genellikle kırdan kente doğru olmaktadır. Kentleşme
olarak adlandırılan bu sürecin birçok sorunu beraberinde getirdiği
bilinmektedir. Ekonomiden siyasete kadar farklı nedenlere bağlı olarak gerçekleşen
bu süreç, nedenlerden çok daha fazla sonucu ve sorunu doğuran bir özellik
taşımaktadır. Kentlileşememe ya da kentle bütünleşememe sorunu ise bunlardan
sadece biri ve çözümü noktasında en yetersiz kalınanıdır. İç ve dış göçler
sarmalında yer alan Türkiye de kentleşmenin ve kentlileşememenin yol açtığı
yeni durumlar ile mücadele etmeye çalışmaktadır.
Journal Section | Issue |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 31, 2018 |
Submission Date | October 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 20 Issue: 1 |