Hayat, maddesi ve manasıyla bir bütündür. 13. asırda Türkiye Selçuklu Devleti döneminde Anadolu’da tatbik edilen Ahilik bu anlayışı benimsemiş ve hayata geçirmiştir. İnsanı sosyal bir varlık olarak kabul eden Ahilik anlayışında “Bir elin nesi var iki elin sesi var” darb-ı meseli/özdeyişi hayatın akışını tayin eder. Yamak-çırak-kalfa ve usta hiyerarşisi ahilikte sadece meslek edinmenin temel kriteri değil aynı zamanda insanî ve İslamî iklimde sorumlu insan yetiştirme hassasiyetini mümkün kılar. Bu yönüyle Ahilik; bir taraftan “sanat altın bileziktir” ata sözünü hayata geçirip yük olmayı değil yük almayı idealize ederken diğer taraftan ruhen beslendiği fütüvvet anlayışıyla, sosyal bünyeye eşyaya teslim olmayan fertler kazandırır.
“Hiçbir sanat ve meslek kitaptan öğrenilmez. Mutlaka ustadan öğrenilir. Kaşık tutmak ve yoğurt yemek bile anne terbiyesiyle mümkündür” diyen Ahi Evran, bu ifadesiyle asırlar önce, uygulayarak öğrenmenin önemine dikkat çekmiştir. “Faydasız bilgi sinede yüktür” diyerek bilginin pratize edilmesiyle rantabl olacağına işaret eden yine Ahi Evran’dır. Eshab-ı Kiram’dan Muaz b. Cebel’in nasırlı elini tutup “Bu eli cehennem yakmaz” diyerek çalışmayı, üretmeyi teşvik ve tebcil eden sevgili peygamberimizden ruhen beslenen Ahilik, dünya tarihinde 13. asırda Kayseri’de meslek teşekküllerini bir araya getirerek dünyada ilk sanayi sitesini kuran bir sistemdir. Memnuniyetle ifade etmeliyiz ki, ülkemizin (Türkiye) orta öğrenim seviyesinde eğitim/tedris yapan okullarımızın bazılarında Ahilik sistemi teorik de olsa kısmen uygulanmaya başlanmıştır. Bu çerçevede olmak üzere ülkemizde (Türkiye) yükseköğretimde ilk defa KTO Karatay Üniversitesinde Ahilik dersi seçmeli ders olarak bütün öğrencilere verilmektedir. Temennimiz bu uygulamanın yaygınlaşmasıdır.
Yukarıda prensiplerinden bir kısmını ifade ettiğimiz Ahilik sistemi, İstanbul Teknik Üniversitesi Meslekî ve Teknik Anadolu Lisesi’nde “Eğitimde Ahilik ve Takım Çalışmaları” başlıklı projeyle deneme çalışması başlatmıştır. Bu proje ile; okulumuzdaki öğrencilerin takım ruhunu benimsemeleri, fizikî ortamda bir araya gelerek sinerji oluşturmaları, özgüven sahibi olmaları, paylaşarak kazanmanın hazzını yaşamaları hedeflenmiştir.
Meslek edinme sürecinde uygulamaya koyduğumuz takım ruhunun oluşmasında sadece öğrencilerin fiziken bir araya gelmesiyle iktifa edilmemiş ayrıca muayyen sektörlerden gönüllü temsilciler, üniversiteli öğrenciler projemiz kapsamına dahil edilmişlerdir. Uygulamakta olduğumuz bu projemizle öğrencilerimiz, Ahiliğin temel prensiplerinden “akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” anlayışını hayata geçirerek ülkemiz ekonomisine katma değer yapmalarını beklemekteyiz. Devam etmekte olan bu projemiz hakkında, yaptığımız anketlerden anlaşıldığına göre gerek öğrencilerimiz ve gerekse firma temsilcilerimiz ümit verici değerlendirmeler yapmışlardır. Projemizle şu kazanımları temin etmeyi hedeflemekteyiz;
Pratik düşünme,
Çözüm üretme kabiliyetinin artması,
Dünya standartlarına uygun alt yapı,
Tesanüt/dayanışma,
Beden dilini kullanarak öğrenme,
Hızlı olgunlaşma/tekâmül,
İhtiyaçlara göre çözüm geliştirme,
Başarıyı paylaşma,
Egosunu dizginleme.
Şikâyet yerine proje üretme,
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Öğretmen Eğitimi ve Eğitimcilerin Mesleki Gelişimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 4 Temmuz 2025 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2025 |
Kabul Tarihi | 3 Temmuz 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 14 Sayı: 1 |
*