İşçilik alacakları parasal alacaklardır. Para borçlarında temerrüde düşen borçlunun, asıl alacak yanında temerrüt faizinden de sorumluluğu doğar. Temerrüt faizinin amacı, alacaklının alacağının zamanında ifa edilmemesi dolayısıyla uğradığı zararı telafi etmektir ancak yüksek enflasyon dönemlerinde bu mümkün olmamaktadır. Uzun yargılama süreleri ve paranın değerindeki düşüş, borcunu geç ifa eden borçlunun yararına olmaktadır. Bununla birlikte, temerrüt faizi ile giderilemeyen maddi zararın karşılanması için aşkın (munzam) zarar talebinde bulunmak mümkündür. Ne var ki yeknesak olmayan mevcut yargısal uygulamalar, aşkın zararın ispatını zorlaştırmakta, borcunu zamanında ifa etmeyen borçlunun lehine işleyen sistemi hakkaniyete aykırı olarak devam ettirmektedir. Anılan durum gerek ilgili kanunların düzenleme amacına gerek evrensel bir ilke olan “hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz” prensibine aykırıdır. Devlet tarafından da varlığı kabul edilerek dönemsel olarak sürekli açıklanan enflasyon oranı, yüksek enflasyon döneminde paranın alım gücünü o kadar düşürmektedir ki, devlet kendi alacaklarının değer kaybını korumak için onları enflasyon oranına endeksleyen düzenlemeler yapmaktadır. Devletin kendisini böyle korumasına yol açan ekonomik veriler karşısında adi alacaklıların temerrüt faiziyle yetinmesini beklemek adalet ve hakkaniyet düşüncesiyle bağdaşmaz. Dava sonunda haksız bulunan tarafın kârlı ve mutlu, haklı bulunan tarafın ise zararda ve mutsuz olduğu bir yargılama ile adaletin sağlanabildiği söylenemez. İşçilik alacakları bakımından aşkın zararın varlığında, salt enflasyonun varlığı ve paranın değerindeki düşüş, başlı başına bir ispat vasıtası olarak kabul edilmeli ve işçilik alacakları korunmalıdır.
Munzam Zarar Enflasyon ve İşçi Alacakları İşçi Ücreti ve Enflasyon İşçi ve Munzam Zarar İşçinin Munzam Zararı İşçi Aşkın Zarar
Çalışmamın etik ilkelere uygun ve özgün olduğunu beyan ederim.
Çalışma herhangi bir destek almamıştır.
Labour receivables are monetary claims. The debtor who defaults on monetary debts is liable for the default interest in addition to the principal. The purpose of the default interest is to compensate for the loss suffered by the creditor due to the failure of the borrower to repay the debt in time, but this is not possible in high inflation periods. Long trial periods and a decrease in the value of money are advantageous for the borrower fulfilling his debt late. Nevertheless, it is possible to file a claim for collateral (further) damages to cover the pecuniary damages that cannot be remedied with the default interest. However, existing judicial practices, which are not uniform, make it challenging to prove collateral damages, and the system that works in favour of the debtors who do not repay their debt on time continues unfairly. This situation contradicts the relevant laws’ purpose and the universal principle that “no one can benefit from their own fault”. The inflation rate is accepted and periodically announced by the state and the state protects itself by regulations indexing its receivables to the inflation rate. It is incompatible with the idea of justice and equity to expect ordinary creditors to be content with default interest. It cannot be said that justice is established in a proceeding where the party found to be wrong at the end of the proceedings is in a position of gain and happiness, while the party found right is in a position of loss and unhappiness. In terms of collateral damages in labour receivables, the mere existence of inflation and the decline in the value of money should be considered as a means of proof in itself, and labour receivables should be protected.
Collateral Damage Inflation and Labour Receivables Employee Wages and Inflation Workers and Collateral Damage Collateral Damages of Workers.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 14 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.