2011 yılından beri Suriye’de yaşananlar
insanlık tarihinin en acı tecrübelerinden biri olmaya aday niteliktedir. İç
savaşın zorunlu göçe maruz bıraktığı 5 milyondan fazla Suriyeli halen farklı
ülkelerde yaşam savaşı vermektedir. Konu son yıllarda hem Türk medyası hem de
dünya medyası tarafından ilgiyle takip edilmektedir. Bu çalışma da Türkiye’nin
Suriyeli sığınmacılara kapılarını açtığı 2011 yılından başlayarak 2015 yılına kadar
basın içeriğinde konunun nasıl yansıtıldığı ve tartışıldığına odaklanmaktadır.
Bu amaçla Türkiye’de yayın yapan en yüksek tiraja sahip 5 ulusal gazetenin 5
yıl boyunca Suriyeli sığınmacılara ilişkin yayımladığı haber metinleri ve köşe
yazıları içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Bulgular göstermektedir ki haber
metinleri ve köşe yazılarının çoğunda sığınmacılara karşı olumlu veya dengeli
bir dil kullanılmıştır. Buna rağmen metinlerde sığınmacıların kendi seslerini
duyurma imkânları oldukça kısıtlıdır. Bu durum basın içeriğinde Suriyeli
sığınmacıları nesneleştirmekte ve sığınmacıların metinlerde aktif birer özne olmasını
engellemektedir. Ayrıca çalışma kapsamında elde edilen bulgular Türk basının
hukuki bir statüyü de ifade eden mülteci kavramına hatalı bir biçimde yer
verdiğini ve bu kavramı çoğu zaman sığınmacı kavramıyla aynı anlamda
kullandığını göstermektedir.
Things happening in Syria since 2011 are probably one of the most inhumane experiences of the world history. More than 5 million Syrians who were enforced to leave their places are still struggling in different countries. The issue has received great interest from both the Turkish media and the world media. The study focuses on the press coverage of Syrian asylum seekers starting from the period the asylum seekers entered Turkey in 2011 until the year 2015. By this means, news articles and columns published in the highest circulated 5 newspapers in a period of 5 years were analysed by employing content analysis method. According to the findings, most news reports and columns employed a positive or balanced view towards asylum seekers. However, it was found that asylum seekers did not have opportunity to explain their own views in the press coverage. Therefore, asylum seekers were transformed into objects instead of giving them the opportunity to become active subjects. Another finding in the research is related to the legal concept of “refugee”. The concept is misused by the Turkish press and it is often seen as a synonym of the concept “asylum seeker”.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 30, 2018 |
Submission Date | October 15, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 |