Metafilozofik çalışmaların oldukça yoğun olduğu günümüz felsefesindeki en
yeni ve heyecan verici akımlardan birisi de Deneysel Felsefe akımıdır. Deneysel
Felsefe, kendisi dışındaki geleneksel felsefî metodolojiler olarak nitelediği
metodolojilere şüphe ile yaklaşır. Bunların kullanmış oldukları kavram
analizleri ve refleksiyon gibi metodolojilerin, felsefî birer spekülasyon
olduklarını savunarak, bunların olgudan bağımsız iç gözlem ve informal
diyaloglardan oluştuğunu savunur. Temel amacını, filozof olmayan sıradan
insanların, felsefî tartışmalarda kullanılan kavramlarla olan ilgilerini
araştırmak, onların bu kavramları ifadede kullandıkları felsefî yargılarını
sistematik ve kontrollü bir şekilde incelemek olarak belirler. Ortak duyu ile
uyumlu pozisyona sahip felsefî iddiaları test ederek delillerle
desteklenmeyenleri reddeder. Deneysel Felsefe, toplumsal yargıların kontrollü
ve sistematik bir tarzda incelenebilmesi için deneysel psikoloji başta olmak
üzere istatistik gibi felsefe dışı bilişsel bilim çalışmalarını ve pozitif
bilimin yöntemlerini ödünç alır. Deneysel Felsefenin deneysel sıfatını kullanmadaki haklı nedeni, hem pozitif bilim
yöntemlerini felsefî alana dâhil etme gayreti hem de bunu yaparken
interdisipliner bir özellik taşımasıdır. Deneysel Felsefenin kendine sorduğu
sorular şunlardır: Yargılarımız, felsefî problemlerin ele alınmasında güvenilir
bir hareket noktası olarak alınabilir mi? Yargılarımızı meydana getiren
bilişsel mekanizm türleri nelerdir? Bu mekanizm türleri, uygun felsefî araçlar
olarak alınabilir mi? Hangi tür yargıların doğru olarak alınıp alınamayacağını
nereden bileceğiz? Birbiriyle çatışan yargılardan doğru olanını tespit etmemize
yarayacak ölçütlerimiz nelerdir? Bu ve buna benzer sorulara Deneysel Felsefe
merkezli verilen cevaplar, bu makalenin konusunu oluşturur. Bu çalışmanın bir
diğer amacı da, oldukça yeni olan bu felsefî metodolojiyi Türk okuruna kısmen
de olsa tanıtmaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2019 |
Submission Date | August 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |
e-ISSN: 2645-8950