Örgütler, içinde faaliyet gösterdikleri değişen teknolojik, sosyal ve ekonomik bağlamlara yanıt olarak sürekli evrim geçiren karmaşık varlıklardır. Örgütlerin kullandıkları teknolojiler ve bunları kullanma şekilleri, işleyiş biçimleri ve elde ettikleri sonuçlar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. "Teknolojinin Sosyal İnşası" kavramı, teknolojinin tarafsız bir araç olmadığını, bunun yerine belirli bir toplumda var olan güç ilişkileri, normlar ve değerler gibi sosyal faktörler tarafından şekillendirildiğini öne sürer. Bu teori, kuruluşların ve teknolojinin karşılıklı olarak birbirlerini nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı olur.
Meşruiyet kavramı da örgütler ve toplum arasındaki ilişkinin anlaşılmasında önemli bir rol oynar. Meşruiyet, bir örgütün toplum tarafından uygun, doğru ve kabul edilebilir olarak algılanma derecesini ifade eder. Yüksek düzeyde meşruiyete sahip örgütlerin kaynak ve sosyal destek sağlama olasılığı daha yüksekken, meşruiyetten yoksun olanlar önemli zorluklarla karşılaşabilir. Yeni kurumsal teoriler, kuruluşların dış faktörlerin pasif alıcıları olmadığını, aksine kaynakları ve sosyal desteği güvence altına almak için meşruiyet algısı yaratmak ve sürdürmek için aktif olarak çalıştıklarını savunmaktadır.
Bu perspektifler teknoloji, toplum ve kuruluşlar arasındaki dinamik ilişkiyi anlamanın yeni yollarını sunmaktadır. Kuruluşların faaliyet gösterdiği sosyal ve teknolojik bağlamı ve kuruluşların bu bağlamı şekillendirmede oynadıkları rolü dikkate almanın önemini vurgulamaktadırlar. Bu görüşler, örgütlerin değişen koşullara nasıl uyum sağlayabileceklerini ve nasıl başarılı olabileceklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olduklarından, örgüt teorisi ve uygulaması için önemli çıkarımlara sahiptir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 25, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |