Yeniçağ felsefesinde spiritüel cevher, Descartes gibi düalist ya da Berkeley gibi immateryalist filozoflar tarafından savunulduğu kadar, maddî dünyanın mevcudiyetini kerhen tasdik eden Leibniz ve Malebranche gibi filozoflarca da savunulmuş bir görüştür. Düalistler nezdinde fiziksel-maddî cevher ile birlikte mevcut, ama mahiyeti bakımından ondan kökten farklı addedilen; Leibniz ile Malebranche içinse “fiziksel” denen fenomenlerin dayanağı olan spiritüel bir substratum faraziyesi, Hıristiyanlığın resmî öğretisine uygun düşmesi itibariyle çok sayıda taraftar bulmuştur. Böylece, düşünme, hissetme, irade gibi yetilere sahip ve uzamlı olmayan spiritüel cevher, söz konusu yetilerden yoksun ve uzamlı maddî cevher karşısında yüceltilmiş ve kutsanmıştır. Bu anlayış, düşünce tarihinin farklı dönemlerinde olduğu gibi, anti-tezine eleştirel hareket noktası sağlamıştır ve böylece yegâne cevherin maddî olduğunu savunan bir grup Yeniçağ filozofu sahneye çıkmıştır. Hobbes ve Locke gibi dinibütün görünen materyalistlerden bir asır sonra, Aydınlanma döneminde çok sayıda filozof dinsel dogmaların insan aklının önünde engel teşkil ettiğini savunarak materyalist ve ateist bir tavır takınacaktır. Makalemizde, “Fransız materyalistleri” diye anılanların öncüsü De La Mettrie’nin spiritüel cevhere itirazını inceledik. De La Mettrie “ruh” adlandırmasının, hakkında hiçbir ideaya sahip bulunmadığımız boş bir terimden ibaret olduğunu savunur. Ona göre bizlerdeki düşünen kısmı kastetmek üzere kullanılan bu sözümona “ruh”a atfedilen bütün yetiler de aslında beynin ve bedenin organlaşmasına tâbidir. Dolayısıyla da duyumsayan varlık neticede, düalistlerin ve spiritüalist monistlerin savunduğunun aksine, organlaşmış maddedir. Böylece madde, De La Mettrie’nin nezdinde var olan tek cevherdir.
In the early modern philosophy, the spiritual substance is a opinion defended by the philosophers such as Leibniz and Malebranche who reluctantly confirme the existance of the material world, as well as by the dualist philosophers like Descartes and the immaterialist philosophers like Berkeley. The supposition of spiritual substratum, which existe beside the physical-material substance, but wich is considered fundamentally different from its nature, in the eyes of dualists; which is the support of the so-called “physical” phenomena according to Leibniz and Malebranche, has found many supporters as it conforms to the doctrin of Christianity. Thus, the spiritual substance, which has the abilities like thinking, feeling, and will, and is non-extended, is glorified and blessed against the extended material substance lacking these abilities. This opinion, as in different periods of the history of thought, provided a critical starting point for own anti-thesis, and a group of Early Modern Age philosophers, who defended that the unique substance was material, appeared to the stage of history. A century after pious materialists such as Hobbes and Locke, many philosophers will take a materialist and atheist stance during the Enlightenment, arguing that religious dogmas are an obstacle to the human mind. In our article, we examined the objection of De La Mettrie, the pioneer of philosophers so-called “French materialists”, to spiritual substance. De La Mettrie argues that the term “soul” is an empty term for which we have no idea. According to him, all the abilities attributed to this so-called "soul" used to mean the thinking part of us are actually subject to the organization of the brain and the body. Therefore, the sensuous being is ultimately an organized matter, contrary to what the dualists and spiritualist monists argued. Thus, the matter is the only exsiting substance for De La Mettrie.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | October 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 2 |