The phenomenon of urbanization has gained a multidimensional nature today, not only based on physical space and construction, but also with public services that take into account social needs. This situation is related to the management approach of the local people who provide public services, on the one hand, and the management approach of the local governments that provide the service. Experiencing a rapid but problematic urbanization process brings with it many negative situations. Many factors, especially the potentials, development levels and sustainability capacities of cities, make cities unresilient. Considering the increase and mobility of the population as a problem that cannot be easily solved, the need to make cities resilient emerges. In this context, smart city applications that produce innovative and sustainable solutions are needed to make cities resilient to their problems and needs and to create sustainable and self-sufficient cities. This study examines whether smart city applications, which offer innovative and sustainable solutions to the problems and needs that arise due to the increasing population and technological developments in cities, can contribute to cities becoming more resilient, by using a construct based on Abraham Maslow's "hierarchy of needs" concept.
Kentleşme olgusu, sadece fiziki mekân ve yapılaşmaya bağlı değil aynı zamanda kamu hizmetlerinin toplumsal ihtiyaçları dikkate alan uygulamalarla günümüzde çok boyutlu bir nitelik kazanmıştır. Bu durum bir taraftan kamu hizmeti sunulan yerel halkı bir taraftan da hizmet sunan yerel yönetimlerin yönetim anlayışıyla ilişkilidir. Hızlı olmakla beraber sorunlu bir kentleşme sürecinin yaşanması, olumsuz birçok durumu da beraberinde getirmektedir. Özelikle kentlerin sahip olduğu potansiyeller, gelişmişlik düzeyleri ve sürdürülebilirlik kapasiteleri başta olmak üzere birçok etmen kentleri dirençsiz bir hale getirmektedir. Nüfusun artışı ve mobilitesi kolaylıkla çözülemeyecek bir sorun olarak dikkate alındığında, kentleri dirençli hale getirmenin gereği ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, kentleri sorun ve ihtiyaçlarına karşı dirençli hale getirmek, sürdürülebilir ve kendine yetebilir kentler ortaya çıkarmak için yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üreten akıllı kent uygulamalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma, kentlerde artan nüfusa ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan sorun ve ihtiyaçlar noktasında yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunan akıllı kent uygulamalarının, kentlerin daha dirençli hale gelmesine katkı sağlayıp sağlayamadıklarını Abraham Maslow’un “ihtiyaçlar hiyerarşisi” kavramı üzerinden oluşturulan bir kurgudan faydalanarak irdelemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 25 Sayı: 45 |