Düşünmek, insanı diğer canlılardan ayıran bir eylemdir. Dil de insanların düşüncelerini yansıtan en etkili iletişim yoludur. Toplumsal bir uzlaşı sistemi olan dil, söz ile bireyselleşir. Çünkü söz, dilin uzamsal bir düzlemde var olmuş şeklidir. Sözün sahibi olan insan dilinin kendisine verdiği imkânlar dâhilinde evreni algılayabilir. Sosyal bir varlık olarak insan da “söz”ü ile “dil”i şekillendirir.
Ağızlar, bir dilin yazı dili olarak kullanılmayan, doğal olarak ortaya çıkmış ve kendine özgü söz varlığı olan kolları şeklinde tanımlandığında ağızların söz varlığı içerisindeki kelimeler ve/ya kavramlar araştırmacılara toplumun gizli bir odasında gezintiye çıkma olanağı sağlar. Anadolu ağızları da Türk dilinin “söz”üdür. “Dil”in “söz”ü olan ve bu “söz”ün zaman içerisinde “dil”in de yapısı olabileceği fikrinden hareketle ağızlardaki söz varlığı, ilgili toplumun mutabakata vardığı dilin hem geçmişine hem de geleceğine ışık tutar.
Saussure’ün dil-söz ayrımından hareketle bu çalışmada “Derleme Sözlüğü”nden anlamında “düşünmek” olan fiiller taranmıştır. Birbirinden farklı otuz yedi madde başına ulaşıldıktan sonra ilgili fiiller ve anlamları dil-düşünce-söz bağlamında semantik açıdan incelenmiş, nitel bir bakış açısıyla yorumlanmıştır. Türkçenin standart yazı dilinde var olmayan bu fiiller vesilesiyle Türk dilinin idrakinin tezahürü olan düşünmedeki çeşitliliğin yansıtılması amaçlanmıştır.
Thinking is an action that distinguishes humans from other living things. Language is also the most important way of communication that reflects people’s thoughts. Langue, which is a social consensus system, becomes individualized with the parole. Because parole is a form of langue that has existed on a spatial plane The person who has the parole can perceive the universe within the possibilities given him by his langue. As a social being, human also shapes “langue” with his “parole”.
When dialects are defined as the vocab of a language that is not used as a written language, that have emerged naturally and that have a unique vocab, the words and/or concepts in this vocab of the dialects allow researchers to take a stroll in a secret room of the society. Anatolian dialects are also the “parole” of the Turkish language. Based on the idea that “langue” is the “parole” of “langue” and that this “parole” may also be the structure of “langue” over time, the vocab in dialects sheds light on both past and the future of the language that the relevant society has agreed upon.
Based on Saussure’s langue-parole distinction, in this study, verbs with the meaning of “thinking” from the “Derleme Sözlüğü” were scanned. After reaching thirty-seven different items, the related verbs and their meanings were analyzed semantically in the context of langue-thought-parole and interpreted from a qualitative point of view. It is aimed to reflect the diversity in thinking, which is the manifestation of the comprehension of the Turkish language, by means of these verbs that do not exist in the standart written language of Turkish.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mart 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 37 |