Ticaret unvanını korunmasında sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi önemli bir yer tutmaktadır. Korumanın sınırını belirleyen bu ilkenin mahkemeler tarafından ne şekilde uygulandığının belirlenmesi son derece önemlidir. Sınai Mülkiyet Kanunu m. 25/6’da markalar yönünden açıkça öngörülen sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi, ticaret unvanı bakımından normatif bir temele dayanmamakta olup ilke Yargıtay içtihatları ile şekillenmiştir. Çalışmamızda TTK m. 52 ile ticaret unvanına sağlanan korumanın sınırları, sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme, ticaret sicilinin olumlu etkisi ile basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü çerçevesinde bir sonuca varılmasını zorunlu kılmaktadır. Zira basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü, hem ticaret unvanını tescil ettiren yeni tacire hem de daha önce tescil ettirmiş olan tarafa sorumluluk yükler. Tescil edilen bilgiler üçüncü kişilerce biliniyor kabul edildiğinden, sonradan unvan seçen kişinin aynı ya da benzer unvanları kullanmaktan kaçınması gerekir. Ancak ticaret sicilinin olumlu etkisi gereği, kendisiyle aynı ya da benzer bir unvan tescil ettirildiğinde haberdar olan tacirin de gerekli aksiyonları alması gerekmektedir. Nitekim ticaret unvanına yönelik ihtilaflarda, hem sicilin olumlu etkisi hem de tacirin basiretli davranma yükümlülüğü bir arada değerlendirilmekte ancak sessiz kalınan sürenin uzun sürmesi hakkın kaybı için belirleyici olmaktadır.
Ticaret unvanı tacir ticari dürüstlük sessiz kalma basiretli tacir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Ticaret Hukuku (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Erken Görünüm Tarihi | 7 Temmuz 2025 |
| Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 22 Nisan 2025 |
| Kabul Tarihi | 15 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 31 Sayı: 1 |