Hegemonya; İtalyan düşünür Antonio Gramsci’nin kullanımıyla birlikte, siyaset literatürünün önemli kavramlarından biri haline gelmiştir. Bugün gerek ulusal gerekse de uluslararası çaplı siyasal analizlerin temel kavramsal araçlarından biri olan bu kavram, özellikle sivil alanda kurulan kültürel ve ahlaki bir üstünlüğe işaret eder. Bir üstünlüğe işaret etmekle birlikte, bir hegemonya analizinin, üstünlük kurulan karşı kutbu da içermesi gerekir. Zira hegemonya, bir yönüyle de her daim karşı çıkılan bir şeydir. Başka bir ifadeyle; her hegemonya düzeninde, onu ortadan kaldırabilecek, yani alternatif bir hegemonyaya dönüşebilecek sızıntılar mevcuttur. Bu yüzden Louis Althusser’in belirttiği ideolojik aygıtlar, karşı-ideolojilerin de işlediği alanlar olarak görülmelidir. Bu çalışmada ise hegemonya süreci, “karşı-hegemonik sızıntı” kavramsallaştırması üzerinden diyalektik bir çerçevede incelenmektedir.
Hegemony has been the key concepts of political literature after
Antonio Gramsci, who was Italian philosopher, used it. The concept
being a conceptual tool of national and international political analysis
means the supremacy of ethical and cultural establishing particularly
on civil sphere. The analysis of a hegemony, however, must also include
counter-groups, because hegemony is a thwarted thing. In the other
words; any hegemony order has leaks which can displace it. Thus, the
ideological apparatus stated by Louis Althusser also should be seen as
spheres where counter-hegemonic ideologies processed. The process of
hegemony, hence, is examined in a dialectic framework in this study by
means of the conceptualizing of counter-hegemonic leak
Other ID | JA22KJ47HV |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2016 |
Submission Date | December 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Volume: 2 Issue: 3 |
This website was licenced under Creative Commons 4.0 International Licence.