Kitle iletişim araçları, kendine özgülüğü ve kültürel çalışmalara da yer veren bir alan oluşuyla uzun zamandan beri var olmaktadır. Medya, olayların oluşum ve yayılma sürecinde, sosyal hayata ve insanların günlük yaşamlarına etkileri bakımından, özellikle de çok yaygın olmasıyla günümüzde belirgin bir yere sahiptir. Haber medyasının zengin bir söylem türüne sahip olduğu ve mesajı ileten konuşmacının, hedef aldığı kitlenin zihninde bir değişiklik yaratmak için belirli yöntemler kullandığı varsayılır. Medyada, belirli bağlamların bir olay üzerinde kendi anlamlarını inşa ettiği durumlar, toplumdaki kişilerin gözetimindedir. Buradan hareketle, medya söylemi bağlamsal değerlendirmelerle de ele alınabilir ve doğal olarak; “kim konuşuyor?”, “kim kiminle konuşuyor?”, “ne zaman?” ve “neden?” gibi pragmatiğin (edim bilimin) ilgilendiği ve etkileşimsel söylem çözümlemesinde karşılaştığımız başka soruları doğurur. Bu çalışmada sunulan araştırma, 2019'da Çin'de başlayan bir hastalık olan -Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün Mart 2020'de salgın olarak ilan ettiği- Koronavirüs (COVID-19) ile ilgili internetteki “Le Monde” gazetesinde yer alan, 9 Mayıs 2020 tarihli makaledeki alıntılardan oluşan bir medya bütüncesine dayanmaktadır. Bu bağlamda, söylemsel yöntemlerin bu ün salmış virüse ilişkin ideolojik bir görüşü belirli toplumsal unsurların lehine nasıl ortaya çıkardığını gözlemlemeye çalışacağız. Dolayısıyla buradaki amaç, konuşmacının oluşturduğu söylemin -bazen kelime oyunları yardımıyla- üretim düzeyindeki ve tarafların bu söylem karşısında yaptığı yorumlama düzeyindeki farklı bakış açılarını ortaya çıkarmaktır.
Les médias de masse sont connus depuis longtemps comme un domaine intrinsèque et lié aux études des cultures. De nos jours, les médias ont une place déterminée dans le processus de construction et de circulation des événements, notamment au regard de leur abondance et leur influence sur la vie sociale et sur le quotidien des personnes. Il est supposé que les médias d’information possèdent un genre de discours chargé et que le locuteur du message utilise des stratégies spécifiques pour créer un changement dans l’esprit des interlocuteurs. Dans le média, des situations sont identifiées sous les auspices des agents sociaux dans lesquelles des contextes spécifiques construisent leurs propres significations sur un événement. Le discours médiatique peut être aussi traité à l’égard des considérations contextuelles et il appartient nécessairement au domaine de linguistique appelée la pragmatique qui prend en considération des questions telles que « qui parle ? », « qui parle avec qui? », « quand ? » et « pourquoi ? » et autres questions pertinentes à l'analyse du discours interactionnel. Dans ce travail, la recherche présentée est basée sur un corpus médiatique de citations tirées d’un article du journal « Le Monde » sur internet à propos du Coronavirus (La COVID-19) -une épidémie qui a commencé en Chine en 2019 et l'Organisation mondiale de la santé (OMS) l’a déclaré comme pandémie en mars 2020-. À cet égard, nous allons essayer d’observer comment les stratégies discursives révèlent un traitement idéologique en faveur de certains éléments sociaux sur ce célèbre virus. L’objectif est donc ici de révéler un point de vue différent au niveau de la production du discours fait par le locuteur parfois avec l’aide des jeux de mots et au niveau de l’interprétation du discours faite par les interlocuteurs.
les médias de masse le discours médiatique la pragmatique l'analyse du discours les stratégies discursives
Primary Language | French |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | November 21, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: Ö8 |