Bu çalışma, İbn Sînâ’nın gelecekten haber verme bir başka deyişle kehanet kavramına yaklaşımını fizik, psikoloji ve metafizik bağlamında ele almaktadır. İbn Sînâ öncesi düşünürler tarafından kehanet temelde doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Çalışmada, İbn Sînâ’nın düşüncesinde de böylesi bir ayrımın olduğu iddia edilmektedir. Buna göre yapay kehanet, aletler veya semboller aracılığıyla göksel cisimler üzerinden geleceğin bilgisinin elde edilmesidir ve diğer düşünürler tarafından olduğu gibi İbn Sînâ tarafından da astrologların ve kahinlerin yaptığı bu faaliyet reddedilmiştir. Buna karşın Fârâbî ve İbn Sînâ gibi düşünürler tarafından nübüvvetin bir parçası olarak da görülen doğal kehanet, insanın göksel nefislerle iletişim kurarak geleceğin bilgisini elde etmesidir. İbn Sînâ, geleceği bilme sürecinin ya da küçük nübüvvetin doğaüstü bir yetenek ile değil, tabii ve açıklanabilir bir mekanizma ile gerçekleştiğini öne sürmektedir. İbn Sînâ bu mekanizmanın açıklamasında Fârâbî’den farklı olarak göksel nefisler ve insanın amelî aklına başvurmaktadır. İbn Sînâ’ya göre geleceğin bilgisi, faal akıl üzerinden değil, göksel nefisler üzerinden ve mütehayyile ile değil, insanın amelî aklı tarafından elde edilmektedir. Mütehayyile ve vehim gibi iç duyular ise bu süreçte bilginin işlenmesine ya engel olmakta ya da yardımcı olmaktadır. İç duyuların söz konusu olumlu ya da olumsuz katkısı ise bilginin doğruluğunu ve aynı zamanda ifade ediliş biçimini belirlemektedir.
Bu çalışma, TÜBİTAK tarafından 1003 Öncelikli Alanlar kapsamında desteklenen 120K003 numaralı “On Birinci ve On Üçüncü Yüzyıllar Arası İslâm Düşüncesinde Fizik Teori Modelleri: Yöntem, Kuram ve Uygulama” başlıklı projeden hareketle hazırlanmıştır.
120K003
Makalenin ilk hâlini okuyup yorum ve önerilerini paylaşan hocam Prof. Dr. Eşref Altaş’a teşekkür ederim.
This study examines Ibn Sīnā’s (Avicennian) approach to the concept of foreknowledge, or prophecy in the context of physics, psychology, and metaphysics. Before Ibn Sīnā, thinkers generally divided prophecy into two categories: natural and artificial. This study argues that a similar distinction can be found in Ibn Sīnā’s thought. According to this view, artificial prophecy involves acquiring knowledge of the future through celestial bodies by means of instruments or symbols. Similar to earlier thinkers, Ibn Sīnā disapproved of this practice, linking it to astrologers and soothsayers. In contrast, natural prophecy ‒regarded by thinkers such as al-Fārābī and Ibn Sīnā as part of prophethood‒ refers to the acquisition of future knowledge through communication with celestial souls. Ibn Sīnā asserts that the process of knowing the future, or “minor prophecy,” occurs not through a supernatural gift but through a natural and explainable mechanism. Unlike al-Fārābī, Ibn Sīnā explains this mechanism by appealing to celestial souls and the human practical intellect. According to Ibn Sīnā, knowledge of the future is obtained not via the Active Intellect but through celestial souls, and not through the imaginative faculty (mutakhayyila), but by the practical intellect (ʿaql ʿamalī) of the human being. Internal senses such as imagination and estimation (wahm) either hinder or assist in the processing of this knowledge. Their positive or negative contribution affects both the accuracy of the knowledge and how it is expressed.
Islamic Philosophy Ibn Sīnā Avicenna Prophethood Natural Prophecy Artificial Prophecy Practical Intellect
120K003
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Islamic Philosophy |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Project Number | 120K003 |
| Early Pub Date | June 14, 2025 |
| Publication Date | June 15, 2025 |
| Submission Date | February 14, 2025 |
| Acceptance Date | May 5, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 27 Issue: 1 |
SAUIFD accepts the Open Access Journal Policy for expanding and flourishing of knowledge.