Bu makale, Türk[iye]-Yunan[istan] ilişkilerinde tekrarlayan çatışma ilişkisini ontolojik güvenlik perspektifinden incelemektedir. Tekrarlayan çatışmanın neden çözülemediği ve ikili ilişkilerin neden barışa evirilmediği sorusu araştırılmıştır. Bu makalede Bahar Rumelili’nin çatışma çözümü ve barış kaygıları arasındaki yaklaşımından hareketle Türk[iye]-Yunan[istan] ilişkilerindeki tarihsel çatışma ontolojik güvenlik kimliğine içkin biçimde ele alınmıştır.
Türk[iye]-Yunan[istan] ilişkilerinde tekrarlayan çatışmada en temel sorun alanları olan azınlıklar, Kıbrıs sorunu ve Ege Denizi uyuşmazlığı kaygı ve korku bağlamında tartışılmıştır. Buna ek olarak 1974 sonrası dönemde ikili ilişkilerde sorun çözmeye yönelik girişimler değerlendirilmiştir. Her on yılda bir Türk[iye]-Yunan[istan] ilişkilerinde savaş tehlikesi oluşturan sorunlara bakıldığında ikili ilişkilerin ontolojik güvenlik bağlamındaki rutininin çatışma olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak iki ülke arasındaki çatışmalı ilişkiler sadece fiziksel bir güvenlik sorunu değildir. Hem Türkiye hem de Yunanistan kendi kimliklerini koruma eğiliminde oldukları için de her iki tarafın da çıkarına olan barışçıl ilişkilerden kaçınmışlardır. Bu durum, her iki ülkenin de çatışma halindeyken geleneksel dış politika uygulamalarını sürdürdüklerini ortaya koymaktadır. Nitekim iki ülke arasında sayısız görüşme yapılmasına rağmen hiçbir zaman bir çatışma çözüm süreci inşa edilememiştir.
Ontolojik Güvenlik Tekrarlayan Çatışma Kimlik Rutinler Kaygı ve Korku
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktor Adayı Aslı Nur Düzgün'e katkılarından dolayı teşekkür ederim.
This article examines the protracted conflictual relationship in Turkish-Greek relations from the perspective of ontological security. The question of why it is not possible to solve the protracted conflict and why bilateral relations have not converted into peace is investigated. In this article, based on the concept of Rumelili’s conflict resolution and ontological security of peace anxieties, the historical conflict in the Turkish-Greek relations is discussed as inherent in the ontological security identity.
Minorities, the Cyprus problem, and the Aegean Sea conflict, which are the fundamental problem areas in the protracted Turkish-Greek conflict were discussed in the context of anxiety and fear. In addition, problem-solving initiatives were evaluated in bilateral relations of the post-1974 period. Considering the problems that pose a war threat with Turkish-Greek relations every ten years, it has been determined that the routine of bilateral relations in the context of ontological security is conflict. Furthermore, conflictual relations between both countries are not just a physical security issue. Since both Turkey and Greece tended to protect their own identity, they have avoided peaceful relations that are in the interests of both sides. This situation shows that both countries maintain their traditional foreign policy practices while in conflict. As a matter of fact, despite the numerous meetings, Turkey and Greece never built a conflict resolution process.
Ontological Security Protracted Conflict Identity Routines Anxiety and Fear.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2021 |
Gönderilme Tarihi | 22 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |