Azerbaycan ve Ermenistan arasında
çeşitli çatışmaların yaşanmasına neden
olan bölge, Güney Kafkasya’da bulunan
ve uluslararası hukuka göre Azerbaycan’a
ait olan Dağlık Karabağ bölgesidir.
Ermenistan’ın bu bölgede egemenlik hakkı
iddia etmesi sonucu gerçekleştirdiği işgal,
birçok defa çatışmalara neden olmuş, ayrıca
Birleşmiş Milletler tarafından da kınanmıştır.
Bölge ile ilgili yaşanan uyuşmazlık
çözümlenememiş ve tarafların silahlı
çatışma boyutuna varan çeşitli şiddet olayları
yaşamasına neden olmuştur. Çok sayıda sivil
kaybın da yaşandığı bilinmektedir. En son
27 Eylül 2020 tarihinden itibaren yaşanan
yoğun çatışmalar, Azerbaycan’ın üstünlüğü
ile sonuçlanmıştır. Bu gelişmenin ardından,
Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında
bir andlaşma yapılmıştır. Bilindiği gibi silahlı
çatışma taraflarının uluslararası insancıl
hukuk kurallarını ihlal etmeleri, insanlık
açısından büyük dramlara neden olmaktadır.
Bu nedenle de, söz konusu uluslararası
insancıl hukuk ihlallerinin incelenmesi
önemlidir. Çalışmada da Dağlık Karabağ’da
yaşanan silahlı çatışmalarda tarafların ihlal
ettiği uluslararası insancıl hukuk kurallarına
ilişkin iddialar üzerinde durularak, konunun
önemi ortaya konulması amaçlanmıştır.
Öte yandan, silahlı çatışmaları genellikle
bir barış andlaşması takip etmektedir.
Dağlık Karabağ kapsamında yaşanan
çatışmaların ardından, 10 Kasım 2020
Tarihli Ateşkes Andlaşması yapılmıştır.
Bu metnin uluslararası hukuk anlamında bir
uluslararası andlaşma olup olmadığı, eğer
uluslararası andlaşmaysa, barış andlaşması
mı, yoksa ateşkes andlaşması mı olduğu,
tartışılan bir husustur. Bu kapsamda
çalışmanın iki temel problematiği, Azerbaycan
ve Ermenistan arasında özellikle 27 Eylül
2020 tarihi itibariyle yaşanan çatışmalara
ve bu çatışmalarda yaşanan uluslararası
insancıl hukuk ihlallerinin ele alınmasıyla,
Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya arasında
yapılan andlaşmanın niteliğinin ortaya
konulmasıdır.
Azerbaycan Ermenistan Dağlık Karabağ Uluslararası İnsancıl Hukuk Ateşkes Andlaşması.
Abstract: The region causing various acts
of violence between Azerbaijan and Armenia
is the Nagorno-Karabakh region which is
located in the South Caucasus and belongs
to Azerbaijan under the international law.
The occupation of Armenia as a result of its
sovereignty claims over this region caused
armed conflicts for many times, although
these claims of Armenia and its occupation
of this region was condemned by the United
Nations for several times. The dispute over
this region could not be resolved and caused
the parties to experience various acts of
violence up to the extent of armed conflict. It is
known that many civilian casualties were also
experienced. The most recent and high intense
conflicts which started on 27 September 2020
have resulted in favor of Azerbaijan. After
this, an agreement was made and the parties
to this agreement are Azerbaijan, Armenia
and Russia. As it is known, the violation of
international humanitarian law by the parties
of an armed conflict causes tragedies for
humanity. Therefore, it is very important
for humanity to evaluate the violations of
international humanitarian law when an
armed conflict occurs. In this article, it is
aimed to focus on the claims regarding the
international humanitarian law violations by
the parties of the armed conflicts that occured
in Nagorno-Karabakh and identify such
violations. On the other hand, armed conflicts
are usually followed by peace treaties.
Following the armed conflict on the Nagorno-
Karabakh issue, the Ceasefire Agreement
dated 10 November 2020 was made.
Whether this text is an international agreement
in the sense of international law or not is a
debate. Additionally, if it is an international
agreement, whether it is a peace treaty or a
ceasefire treaty is also a topic of debate. In
this context, the two main problematics of
this article are the evaluation of international
humanitarian law violations in the conflicts
between Azerbaijan and Armenia, especially
as of 27 September 2020, and the evaluation
of the nature of the agreement between
Azerbaijan, Armenia and Russia.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Temmuz 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 47 |