Şah İsmail Hatâyî (1487-1524) İran’da kurulan Safevi
devletinin hükümdarı ve XVI. yüzyıl siyasi tarihinin önemli bir karakteri
olmasının yanı sıra, edebî şahsiyeti bakımından da Türk şiirinin önde gelen
isimlerindendir. Bu nedenle gerçek tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın asıl
kökleri de ortaya çıkacaktır. İslam coğrafyasının kısa ancak en köklü mahlasına
sahip şairlerinden Şah İsmail Hata’i’nin vücut bulduğu Şah & Sultan romanı,
şeyhlikten şahlığa geçişin; kılıçla, şiirle ve aşkla var edilmeye çalışılan
iktidarın adıdır. İki ayrı kimliği taşımanın çelişkilerini, çatışmasını
yansıtan; aynı zamanda insanoğlunun öfkesini, çaresizliğini, yakarış ve
cesaretini imleyen roman, Hata’i nezdinde bir topluma ayna
tutar. Bu bağlamda birey ve toplumların var oluşlarını sağlayan temel güç,
köklerinden bugüne taşıdıkları aşkları, var olma kaygıları ve kendilerini
buldukları kavramlar, simgeler/semboller dünyasıdır. Dolayısıyla bu kavram ve
semboller sayesinde topluluklar gerçek tarih bilincine erişirler. Büyük bir
tarihin bilinci/bekçisi olarak sunulan ve incisinde can bulup geleceğe akmak
isteyen kahramanın, bugünü-hali-geleceği simgeler dünyası ile okuyucuya
taşınmıştır. Şah & Sultan romanı, Hata’i-aşk-iktidar üçgeninde şekillenmiş,
başkişinin fiziksel zaman ve uzamda kavuşamadığı “aşk”ı ekseninde kendini bulan
benliğin tezahürü olarak sunulmuştur. Çalışmanın temel amacı da romanın
belleğini oluşturan değerler, değerlerin aktarımını sağlayan kavram ve simgeler
ışığında, aşkı-iktidar altında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan bir hükümdarın
arayışlarını, kendini ve toplumunu bulma serüvenini anlamlandırmaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2018 |
Submission Date | July 9, 2018 |
Acceptance Date | July 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 7 Issue: 2 |