Kaş yakınlarındaki Uluburun Mevkii’nde 14. yüzyıl sonlarında batmış olan ticari bir geminin yükleri arasında külçe halinde 10 ton kadar bakır ve bir ton kadar da kalay yer almaktadır. Uluburun gemisi olarak bilinen bu batıktaki kalay külçeler, kesin olarak tarihlenebilen ve külçe şekilleri belirgin olan en eski kalay grubunu oluşturmaktadır. Kalay külçelerine ek olarak, gemide kalaydan yapılmış bazı kaplar da bulunmuştur. Külçelerin bir kısmı korozyon nedeniyle zarar görmüş veya tamamiyle eriyerek yok olmuşlarsa da, bir çoğu orijinal şekilleriyle günümüze kadar kısmen veya tamamen korunmuş olarak ulaşmıştır. Uluburun gemisinde taşınmakta olan kalay külçelerinin birçoğu, gemiye yüklenmesinden çok önce kesilerek parçalara bölünmüşlerdir. Gemide en az yedi farklı tipteki kalay külçesinin taşındığı saptanmıştır. Bunlardan dördü için elimizde tam olan örneklerin bulunmasına karşın, diğer külçe tipleri ancak kesilmiş parçaların incelenmesi sonucunda anlaşılabilmektedir. Nispeten sağlam durumda ele gecen 110 adet kalay külçesinden en az 70 adedi öküzgönü biçimindedir. Öküzgönü külçelerin hemen tamamı kesilerek kabaca çeyrek veya ¼’lük bölümlere ayrılmış olmakla birlikte, iki adet sağlam ve bir miktar da yarım külçe buluntular arasında yer almaktadır. Kalay külçelerinden yaklaşık 25 adedinde sonradan yapılmış olan işaretler bulunmaktadır. Bunlardan belirgin olan 16 adet işaretin bir bölümü sadece kalay külçelerinde yer almakta, diğerleri ise gemideki bakır külçelerinde de görülen işaretlerdendir. Yapılan kurşunizotop analizleri sonucunda, kalay külçelerinden bir kısmının Orta Toros’lardaki polimetalik cevher izotopları ile benzerlik gösterdiği, bir bölümünün de Akdeniz’de görülmeyen, ancak Orta Asya’da bulunan cevherler ile ortak özellikler gösterdiği anlaşılmaktadır. Ancak, külçelerin kesin kaynağı henüz tespit edilmemiş olmakla birlikte, tamamının Akdeniz dışındaki kaynaklardan temin edilmiş olması da söz konusudur. Uluburun gemisi, bakır ve kalay külçelerinin yanısıra diğer birçok ham ve mamül malzemenin Doğu Akdeniz kıyılarından denizaşırı diğer bölgelere ulaştırılması konusundaki en önemli ve belirgin örneklerimizden birini oluşturmaktadır.
Kaş yakınlarındaki Uluburun Mevkii’nde 14. yüzyıl sonlarında batmış olan ticari bir geminin yükleri arasında külçe halinde 10 ton kadar bakır ve bir ton kadar da kalay yer almaktadır. Uluburun gemisi olarak bilinen bu batıktaki kalay külçeler, kesin olarak tarihlenebilen ve külçe şekilleri belirgin olan en eski kalay grubunu oluşturmaktadır. Kalay külçelerine ek olarak, gemide kalaydan yapılmış bazı kaplar da bulunmuştur. Külçelerin bir kısmı korozyon nedeniyle zarar görmüş veya tamamiyle eriyerek yok olmuşlarsa da, bir çoğu orijinal şekilleriyle günümüze kadar kısmen veya tamamen korunmuş olarak ulaşmıştır. Uluburun gemisinde taşınmakta olan kalay külçelerinin birçoğu, gemiye yüklenmesinden çok önce kesilerek parçalara bölünmüşlerdir. Gemide en az yedi farklı tipteki kalay külçesinin taşındığı saptanmıştır. Bunlardan dördü için elimizde tam olan örneklerin bulunmasına karşın, diğer külçe tipleri ancak kesilmiş parçaların incelenmesi sonucunda anlaşılabilmektedir. Nispeten sağlam durumda ele gecen 110 adet kalay külçesinden en az 70 adedi öküzgönü biçimindedir. Öküzgönü külçelerin hemen tamamı kesilerek kabaca çeyrek veya ¼’lük bölümlere ayrılmış olmakla birlikte, iki adet sağlam ve bir miktar da yarım külçe buluntular arasında yer almaktadır. Kalay külçelerinden yaklaşık 25 adedinde sonradan yapılmış olan işaretler bulunmaktadır. Bunlardan belirgin olan 16 adet işaretin bir bölümü sadece kalay külçelerinde yer almakta, diğerleri ise gemideki bakır külçelerinde de görülen işaretlerdendir. Yapılan kurşunizotop analizleri sonucunda, kalay külçelerinden bir kısmının Orta Toros’lardaki polimetalik cevher izotopları ile benzerlik gösterdiği, bir bölümünün de Akdeniz’de görülmeyen, ancak Orta Asya’da bulunan cevherler ile ortak özellikler gösterdiği anlaşılmaktadır. Ancak, külçelerin kesin kaynağı henüz tespit edilmemiş olmakla birlikte, tamamının Akdeniz dışındaki kaynaklardan temin edilmiş olması da söz konusudur. Uluburun gemisi, bakır ve kalay külçelerinin yanısıra diğer birçok ham ve mamül malzemenin Doğu Akdeniz kıyılarından denizaşırı diğer bölgelere ulaştırılması konusundaki en önemli ve belirgin örneklerimizden birini oluşturmaktadır.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Archaeological Science, Archaeology of Europe, The Mediterranean and The Levant, Maritime Archaeology, Archeology of Turks, The Archaeology of Middle Bronze Age |
| Journal Section | Research Articles |
| Authors | |
| Publication Date | December 15, 2009 |
| Submission Date | April 21, 2009 |
| Published in Issue | Year 2009 Issue: 12 |
Publisher
Vedat Dalokay Caddesi No: 112 Çankaya 06670 ANKARA
TÜBA-AR Turkish Academy of Sciences Journal of Archaeology (TÜBA-AR) does not officially endorse the views expressed in the articles published in the journal, nor does it guarantee any product or service advertisements that may appear in the print or online versions. The scientific and legal responsibility for the published articles belongs solely to the authors.
Images, figures, tables, and other materials submitted with manuscripts must be original. If previously published, written permission from the copyright holder must be provided for reproduction in both print and online versions. Authors retain the copyright of their works; however, upon publication in the journal, the economic rights and rights of public communication -including adaptation, reproduction, representation, printing, publishing, and distribution rights- are transferred to the Turkish Academy of Sciences (TÜBA), the publisher of the journal. Copyright of all published content (text and visual materials) belongs to the journal in terms of usage and distribution. No payment is made to the authors under the name of copyright or any other title, and no article processing charges are requested. However, the cost of reprints, if requested, is the responsibility of the authors.
In order to promote global open access to scientific knowledge and research, TÜBA allows all content published online (unless otherwise stated) to be freely used by readers, researchers, and institutions. Such use (including linking, downloading, distribution, printing, copying, or reproduction in any medium) is permitted under the Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0) License, provided that the original work is properly cited, not modified, and not used for commercial purposes. For permission regarding commercial use, please contact the publisher.