Küreselleşme süreciyle birlikte hız kazanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler üretim tekniğini, üretim yerini, iş yapma biçimlerini, işyeri büyüklüğü etkilemektedir. Tüm bu gelişmeler neticesinde ortaya çıkan esneklik yaklaşımı işgücü piyasasında yapısal değişikliklere neden olmaktadır. İşgücü piyasalarında meydana gelen dönüşümün bir sonucu olarak ortaya çıkan esnek çalışma, kadınların çalışma hayatında karşılaştığı engelleri aşmasında ve iş-aile yaşamının uyumlaştırılmasında bir çıkış kapısı olarak değerlendirilmektedir. Ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte, esnek çalışma uygulamalarını kadınlar erkeklere oranla nispeten daha çok tercih etmektedirler. 2022 yılında OECD ortalaması bakımından geçici çalışan kadınların oranı (%12,5) geçici çalışan erkeklerin oranından (%10,5), kadın kısmi süreli istihdam oranı (%24) ise erkek kısmi süreli istihdam oranından (%9,6) fazladır. Esnek çalışmanın kadınlar için tam günlü iş bulamamaya karşın işsiz kalmama, ailevi sorumluluklarını yerine getirebilme serbestliği sağladığı için iş-yaşam dengesini kurabilme ve artan ekonomik koşullar karşısında aile bütçesine katkı sağlama avantajı tanısa da iş güvencesinden yoksunluk, düşük ücretle istihdam edilme ve koruyucu mevzuattan yararlanamama gibi dezavantajları da bulunmaktadır. Bu kapsamda standart istihdam biçimlerinde olduğu gibi esnek çalışma uygulamalarında da koruyucu yasal mevzuatlara ihtiyaç bulunmaktadır.
Technological and economic developments accelerating with the globalization process affect production technique, production location, ways of doing business and workplace size.. The flexibility approach that emerged as a result of all these developments causes structural changes in the labor market. Flexible working, which emerged as a result of the transformation in labor markets, is considered as a way out for women to overcome the obstacles they face in working life and to harmonize work-family life. Although it varies from country to country, women prefer flexible working practices relatively more than men. In 2022, on OECD average, the proportion of women in temporary employment (12.5%) is higher than the proportion of men in temporary employment (10.5%), and the proportion of women in part-time employment (24%) is higher than the proportion of men in part-time employment (9.6%). Although flexible working offers women the advantages of not being unemployed despite not being able to find a full-time job, achieving a work-life balance as it allows them to fulfill their family responsibilities and contributing to the family budget in the face of increasing economic conditions, it also has disadvantages such as lack of job security, low wages and inability to benefit from protective legislation. In this context, there is a need for protective legislation in flexible working practices as in standard forms of employment.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Labor Economics |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | October 3, 2024 |
Publication Date | October 15, 2024 |
Submission Date | July 9, 2024 |
Acceptance Date | August 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 10 Issue: 2 |
International Journal of Economics and Innovation