Osmanlı Devleti’nde görülen ilk para vakfı Edirne’de 1423 yılında Yağcı Hacı Muslihiddin tarafından 10.000 akçeyle kurulan vakıftır. Bu tarihten Osmanlı’nın sona erdiği tarihe kadar para vakıfları varlıklarını yaygın bir şekilde sürdürmüşlerdir. Meşrûiyeti dönem dönem gerek Osmanlı uleması arasında gerekse günümüz fıkıh bilginleri arasında tartışılmış olsa da para vakıflarına kâhir ekseriyetle fukaha tarafından cevâz verilmiş, hatta tarihi süreç içerisinde Osmanlı Devleti’nin resmî ideolojisi haline gelerek varlıkları bir anlamda garanti altına alınmıştır. Özellikle XVI. asırda devrin önemli ulemaları olan ve şeyhülislâmlık görevini ifâ eden Ebussuûd Efendi ve Çivizâde arasındaki fıkhî temelli meşrûiyet tartışmaları yaşanmış ve Çivizâde’nin etkisiyle kısa bir dönem faaliyetlerine son verilmiş olsa da bu ara dönem akabinde bir daha asla para vakıfları uygulamasından vazgeçilmemiştir. Hatta para vakıflarının sosyal yaşama olan katkıları nazar-ı dikkate alınarak kurulmaları teşvik edilmiş ve bizzat padişahlar, vüzera ve ulema tarafından da bu tür vakıflar kurulmuştur.
Günümüzde para vakıflarına yönelik akademik çalışmalar hız kazanmıştır. Para vakıflarına ilişkin ilk çalışmalar Osmanlı başkenti olan İstanbul’u kapsayacak şekilde yapılmış, zamanla Bursa gibi diğer büyük şehirleri ve Osmanlı’nın taşra bölgeleri ve kazalarını da içerecek diğer çalışmalar bunları takip etmiştir. Bu çalışma, bir Osmanlı taşrası olan Safranbolu’da kurulmuş para vakıflarını inceleyerek bu vakıfların kimler tarafından, ne kadar sermaye ile ve hangi amaçla kuruldukları hakkında bilgi vermeyi hedeflemektedir. Çalışmanın bir diğer amacı ise, para vakıflarının vakfiyelerinde geçen camilerin günümüze kadar intikal edip edemedikleri ve kurucularından soy bağı süren kişilerden günümüze kadar ulaşan kimselerin olup olmadığını saha araştırması yoluyla ortaya çıkarmaktır. Bu yönüyle tespit edebildiğimiz kadarıyla para vakıflarını inceleyen çalışmalar içinde saha araştırmasını içine alan ilk çalışma olarak farklılaşmakta ve literatüre yeni bir yaklaşım getirmektedir.
he first cash waqf in the Ottoman State was established in Edirne in 1423 by Yağcı Hacı Muslihiddin with a capital stock of 10.000 akche. As of this date, cash waqfs continued their existence by widely spreading throughout the country until the end of the Ottoman Empire. Although its legitimacy has been debated, at times, between scholars of the Ottoman Empire as well as between modern scholars of Islamic law, cash waqfs became common in the Ottoman Empire, and they were protected by the Ottoman administrators. Especially the legitimacy debates between Ebussuûd Efendi and Civizade are important, who were important scholars of 16th century and the following ages, because cash waqfs were banned by Shaykh al-islam Civizade for a short term. However, this ban was criticized by many scholars claiming that cash foundations had many contributions to the public welfare. After Civizâde’s term, became Shaykh al-islam and the ban was removed. Following the ratification of Ebussuud Efendi, many cash waqfs were established by the sultans, viziers and scholars and public benefactors.
The aim of this study is to examine the cash waqfs established in Safranbolu during Ottoman period, giving details about their founders, purposes and the amount capital used. Another aim of the study is to determine whether the mosques mentioned in the endowments of cash waqfs have survived to the present day and whether there are any descendent of the founders through the field research. We claim that the current study differs from the rest in the sense that it is the first study involving field research in examining cash waqfs and introduces a new approach to the literature.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | December 7, 2018 |
Acceptance Date | December 6, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 52 |
The articles sent to the Journal of Waqfs with a request for publication are subject to preliminary examination by the Editorial Board and at least two academicians who are experts in their fields are sent for review. The copyright of the articles accepted to be published in the Journal of Waqfs with the referee reports and the decision of the Editorial Board is deemed to have been transferred to the General Directorate of Foundations, and a royalty fee is paid to the published articles in accordance with the relevant legislation.