20.
yüzyılın başında matematiğin temelleri üzerine yapılan tartışmalara son vermek
için Hilbert matematiği formalist bir yöntemle aksiyomatik bir yapıya
dönüştürme girişiminde bulundu. Aynı dönemde deneysel ilerlemenin sınırına
gelmiş olan fizikçiler de aynı yöntemi kuantum fiziğine uyarladılar. 1930’larda
Wald ve von Neumann 1950’lerde ise Debreu benzer bir metodu Genel Denge Teorisi
aracılığıyla iktisada uyguladılar. Bu süreçte hem fizik hem de iktisat diferansiyel
denklemlerin yerine topoloji, grup teorisi gibi daha yüksek soyutlama
düzeyindeki matematiksel yöntemleri kullanmaya başladılar.
Bu
çalışmada iktisadın, matematik ve fizikte yaşanan dönüşümü izlemesinin
kaçınılmaz olduğu varsayılmakta ve Hilbert formalizmini sınırlayan ve ona
alternatif olan iki yaklaşıma dikkat çekilmektedir. Bunlardan birincisi Gödel
ve Turing’in, formalist aksiyomatik yaklaşımın sınırlarını gösterdikleri
çalışmaları ile ilk adımları atılan hesaplanabilir matematiktir. İkincisi ise
Brouwer’ın zaman sınırlı insan zhni tarafından yaratılan matematiğin algoritmik
yöntemi kullanması gerektiği yönündeki sezgici felsefesidir. Bu çerçevede
iktisadi analizde algoritmik içeriği yüksek hesaplanabilir bir matematik
yaklaşımının kullanılma potansiyeli tartışmaya açılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |