Since the 1990’s the television broadcasting system of Turkey has grown with a remarkable impetus. However it has a number of major problems which threaten the development of a healthy media landscape. This paper mainly focuses on the issue of ‘monopolization of media ownership’ which can be detrimental to pluralism. The study which is no more than a status report aims to analyse both the development of Turkish rules against ‘media concentration’, and the European Union’s policy on ‘Media Concentration and Pluralism’. To examine the outcome of the amendments made to the Turkish Media Law, it compared the ownership landscapes of 2004 and 2010. Since Turkey is a candidate state, analysing the European Union’s attitude on media ownership might give us the opportunity to see the possible future developments of the Turkish Media Landscape. Some of the findings are: The amended Turkish Media Law had not prevented media concentration by 2010. The European Union is aware of the danger media concentration might lead to, however, the Directives lack effective media concentration legislation
Media Concentration European Union Turkish Television Channels
Türk yayıncılık sistemi 1990 yıllardan itibaren kayda değer bir gelişim göstermiştir. Ne var ki sistem medya ortamının sağlıklı gelişimini tehdit edecek bir takım sorunları da içinde barındırmaktır. Bu çalışmada çoğulculuğu zedeleyen “medya mülkiyetindeki tekelleşme” olgusu başlıca sorunsal olarak ele alınmıştır. Çalışma bu bağlamda Türk mevzuatındaki gelişmeleri ve Avrupa Birliği’nin yaklaşımlarını irdeleyerek bir durum saptaması yapmayı amaçlamaktadır. Türk Medya Kanunu’nda bu konuda yapılan son değişikliklerin sonuçlarını değerlendirebilmek için de 2004 ila 2010 yıllarının medya mülkiyet yapısı karşılaştırılmaktadır. Avrupa Birliği’nin bu konudaki tutumunu belirlemek aday ülke konumundaki Türkiye’nin gelecekteki medya ortamı ile ilgili olası gelişmeleri tahmin etmemize yardımcı olabilir. Ulaşılan bazı sonuçlar şu şekilde verilebilir: Yeniden düzenlenen Türk Medya Kanunu’nun 2010 yılı itibariyle medyadaki yoğunlaşmayı engellediğini söylemek güçtür. Avrupa Birliği Komisyonu, yoğunlaşmanın neden olabileceği tehlikelerin farkındadır. Ne var ki, yürürlükteki yönergeler bu konuda etkili düzenlemelerin getirilmesini sağlayacak hükümler içermemektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2011 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 |