Öz
Kıbrıs, jeopolitik konumundan dolayı tarih boyunca tüm devletlerin elde etmek istediği bir ada olmuştur. Rumlar ENOSİS’i gerçekleştirmek yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için çok uzun zaman uğraşmışlardır. Rumlar bu hedefleri doğrultusunda Kıbrıs’ta yaşayan Türklere saldırılarda bulunmuşlardır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan’ın ENOSİS faaliyetleri daha da hızlanmıştır. Özellikle 1963, 1964 ve 1967 yıllarında yoğunlaşan Rum saldırıları yüzünden, Türkiye bu saldırıları önlemek için girişimlerde bulunmuştur. 15 Temmuz 1974 tarihine gelindiğinde ise Yunanistan Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı subaylar, Makarios’u devirerek Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıklamışlardır. Tüm bu durumlar karşısında Türklerin daha fazla eziyet altında kalmasına göz yummak istemeyen Türkiye Cumhuriyeti, 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiştir. Bunun sonucunda Kıbrıs’ta yaşayan Türkler zulümlerden kurtulmuş ve insanca yaşama hakkına kavuşmuştur. Uzun yıllar geçmesine rağmen Kıbrıs Sorunu pek bir çözüme ulaşamamıştır. Bunun neticesinde 1983 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Böylece artık Kıbrıs Sorunu sadece Kıbrıs’ta yaşayan iki toplumu değil iki devleti de ilgilendiren bir durum olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada Kıbrıs Barış Harekâtı, sözlü tarih çerçevesinde Kıbrıs Barış Harekâtı’na katılan Edirne ilindeki gazilerin gözünden aktarılmaya çalışılmıştır. Bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Edirne’deki Kıbrıs gazileriyle görüşmeler yapılıp Kıbrıs Barış Harekâtı’na nasıl gittikleri, neler yaşadıkları, harekât hakkındaki düşünceleri, döndükten sonra neler yaşadıkları ve gelecek nesillere neler aktarmak istedikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.