Egemen ideoloji ve mimarlığın süregelen ilişkisinde
fizikselleştirilen ideolojilerde yapıların mesajları daha doğrudan ilettikleri
açıktır. İdeolojik bir kimlik oluşturma aracı olan mimarlık siyasi erke göre,
tarih ve coğrafya ile kurulan duygusal ve politik bağın toplumsal hafızaya aktarımıdır.
Erkin mekanizmalarının fizikselleşmesi anlamında olmanın yanı sıra sistemin sürekliliği
de hedeflenmektedir. Bu düşünce, mimari ürünlerin kent içindeki konumları,
görsellikleri, görkemleri, plan ve cepheleri ile süslemelerindeki detaylara
yüklenmiş sembolik anlamlarla can bulur.
Bu incelemede egemen ideolojilerin mimarlık üzerindeki
etkilerinin, Helenistik ve Roma dönemleri üzerinden okunması amaçlanmıştır. Bu amaçla
totaliter liderlerin güçlerini yansıtmak ve fikirlerini somutlaştıran bir araç
olarak mimariyi kullandıkları bu dönemlere ait önemli yapılar olan anıtlar ve
kamu yapıları ile kent planları ve meydanlar incelenmiş, siyasetin ve
ideolojilerin mimariyi biçimlendirme çabası bu 2 dönem üzerinden ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2018 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mart 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 13 Sayı: 50 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)