Tarih boyunca birçok kez kamu sağlığını tehdit eden salgınların yıkıcı veya ölümcül etkisine maruz kalmış olan insanlık, bu felaketlerden birini bu kez Covid-19 salgını sebebiyle tecrübe etmektedir. Covid-19 virüsünün ilk günden bu yana sebep olduğu insani krizin ne zaman sonlanacağı konusu ile bu krizin toplumsal, siyasal ve ekonomik anlamda dünya ulusları açısından nasıl bir maliyet yaratacağı hususu belirsizliğini sürdürmektedir. Bu kriz sadece kamusal sağlığımızı tehdit etmemekte, toplumsal psikolojiden ekonomiye, eğitimden sağlık hizmetlerine, yargı adaletinden hukuk sistemine, kamu düzeninden insan haklarına, sosyal adaletten özgürlük haklarına kadar yaşamımızın her alanını enfekte etme riski taşımaktadır.
Bu çalışma, hukuk ve insan hakları siyaseti açısından bir dönüşümün tarihi olarak görebileceğimiz pandeminin, insan sağlığına yönelik ağır tehdit altında travmatize olmuş bir toplumsallığı yöneten siyasal aklı ve yönetsel pratikleri dönüştürmesini merkeze almaktadır. Alınan olağanüstü tedbirler neticesinde ‘özgürlük-güvenlik dengesi; ölçülülük prensibi; hukukilik ilkesi’; ve ‘yerindelik esası’ gibi klasik insan hakları doktrininin temel paradigmatik ölçütlerinin yeni bir değerlendirilmesi yapılacaktır. Söz konusu ilke ve esaslar üzerinden ülke uygulamaları da dikkate alınarak insan hakları siyasetindeki dönüşüme dikkat çekilecektir. Ayrıca pandemi sürecini yöneten üst-örgütsel akıl ile ulusal uygulamalar arasındaki gerilimli ilişki üzerinden insan hakları siyasetindeki dönüşümün izinin, post-pandemik dönemin olası dinamikleri açısından değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.
Covid-19 virüsü salgın küresel pandemi, olağanüstü hâl insan hakları insan hakları siyaseti
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | ÖZEL DOSYA: “HUKUKÎ AÇIDAN COVİD-19” |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 64 |