Ülkemize yeni kazandırılan “zorunlu arabuluculuk “ kurumu, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanmaktadır. Buna göre; tarafların üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacakları yani kamu düzenine ilişkin uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurmak mümkün değildir. Aradan geçen iki yıl içinde, konunun yeniden değerlendirilmesine ve her gün artan dava dosyalarının, suhuletle nihayete erdirilip erdirilmediği noktasında, yeniden değerlendirmeye ihtiyaç bulunmaktadır.
Konu ile ilgili olarak, genel olarak, yeni kurumun bütün ayrıntıları ile toptan kabulu ya da toptan red mantığına dayanan yaklaşımlara ilişkin tercihte bulunulmaksızın, konu ile ilgili olarak bazı tartışmalara yer verilmiştir.
Asıl olarak, bu çalışmayla arzulanan temel husus; bir dava şartı olan “zorunlu arabuluculuk prosedürü sonucunda, anlaşma tutanağında ya da arabulucunun yapmış olduğu diğer işlemlerde “İş hukukunun genel ve emredici yapısı” na aykırılığın ortaya çıkması haline yönelik hukuki tartışmalarda bulunulmuştur. Böyle ihtimalde, mevcut hukuk sistemimizde de, hangi mekanizmaların devreye sokulabileceği konuları tartışmaya açılmıştır.
Böylece, Türk iş hukuku’na yakın zamanda kazandırılan bu kurumun mümkün ve muhtemel karşılaşabileceği problemlere karşı hukuki değerlendirmeleri ihtiva eden görüşler gündeme getirilerek, probleme çözüm aranmaya çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | ÖZEL HUKUK |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Temmuz 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 64 |