Bireysel başvurunun önemli sonuçlarından biri de hukukun anayasallaşmasıdır. Böylece tüm hukuk pratikleri, sadece kendi mecrasında değil, anayasal eksende de ele alınıp uygulanmakta ve/veya yorumlanmaktadır. Bu da karşılaşılan bir meselenin hangi hukuk dalının münhasır alanına ilişkin olursa olsun anayasal düzeyde ne anlam ifade ettiği, anayasanın en temel varlık sebebi olan temel hak ve hürriyetlere etkisinin nasıl olacağının düşünülmesi ve ona göre bir uygulama ya da yorumlama faaliyetine girişilmesi lüzumunu ortaya koymaktadır. Yaşanan bu süreç hak merkezli hukuk paradigmasının bireysel başvuruyla birlikte hukukumuzda zemin kazanması olarak nitelendirilebilir. Bu süreç, daha önceki hâkim hukuk anlayışı içinde sorun olmayan ya da sorun olarak kabul edilmeyen bazı uygulamaları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu türden sorunlar, kendine has bazı özellikleri ile diğer yargısal pratiklerden ayrışan vergi yargılamasında da karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunlardan biri de bazı vergi davalarında taraflara hükmedilecek avukatlık vekâlet ücretinin tutarının tespitine ilişkindir. Özellikle de avukatlık asgari ücret tarifelerinin artışı ile belirginleşen maktu vekâlet ücretinin (çok) altında kalan vergi davaları için hükmedilecek avukatlık vekâlet ücreti, son birkaç yıldır ciddi bir adalet sorununa dönüşmüş durumdadır. Bu kapsamda çalışmada; söz konusu sorunun vergi yargısına özelinde oluşum süreci incelenmekte ve sorunun çözümü için ele alınması gereken anayasal eksen ve sorunun çözümüne ilişkin somut öneriler tartışılmaktadır.
Vergi Yargılaması Avukatlık Vekâlet Ücreti Mahkemeye Erişim Hakkı Anayasa Yargılamanın Ekonomikliği İlkesi Orantılılık
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 73 |