The concept of mother tongue in foreign countries refers to the native language that the immigrants bring to and speak in foreign countries. This language is usually used by immigrant groups and passed on to next generations through speaking in the immigrant families. Within the context of modern history of immigration, it is observed that the immigrants make efforts to transfer the standard form of their language (including writing) from generation to generation and to establish schools and other units for that purpose. Since the mid-twentieth-century, formal education institutions of Western countries that allow immigration have actively been interested in the teaching of mother tongue of immigrants. The overall objective of this paper is to analyze the structure of Turkish courses in the Federal Republic of Germany and Turkish students’ views on these courses. Turkish -as a language spoken by 5 million people in many countries of Western Europe- occupies the first rank among the minority languages; unfortunately, it does not have the deserved attention. In the European Union countries, in line with minority rights, more than two million children and young people in schools are supposed to receive a good education in Turkish language; nevertheless, there exists only limited facilities in most of these countries. As a relational survey method, this research is based on the analysis of Turkish immigrant students' perceptions/views on the Turkish language with respect to some variables. It includes immigrant students of Turkish origin (students in the age group of 11-18 years, of the 5th-12th grade) who live in various states of Germany (Baden-Wurtemberg, Lower Saxony, Bremen, Hamburg and Berlin). The sample consists of 580 students (of the same age and grade) selected through random cluster sampling approach. In this research, two questionnaires are used by the researcher in order to determine some demographic characteristics and perceptions/views of students on the Turkish language. Perceptions/views of students on Turkish language are primarily portrayed as percentage-frequency and cross tables; the dependence of these perceptions/views on demographic variables are then controlled via chi-square analysis and finally the results are interpreted within the context of research hypotheses.
Yurtdışında ana dili kavramı altında, göçmenlerin göç ettikleri ülkelere götürdükleri ve oralarda konuştukları ana dilleri anlaşılmaktadır. Çoğu zaman bu diller; göçmen grupları arasında ve göçmen aile içinde konuşulmakta ve bir sonraki kuşağa da aktarılmaktadır. Modern göç tarihinde, göçmenlerin ana dillerinin standart biçimlerini ve yazı dillerini kuşaktan kuşağa aktarma çabalarının olduğu gözlenmekte ve bunun için okullar ya da benzeri birimler kurdukları görülmektedir. 20. yüzyılın ortalarından bu yana göç alan batılı ülkelerin resmi eğitim kurumları da, göçmenlerin ana dillerinin öğretilmesiyle aktif bir şekilde ilgilenmişlerdir. Bu bildirinin genel amacı, Almanya Federal Cumhuriyeti’nde sunulan Türkçe ana dili derslerinin yapısını ve öğrencilerin Türkçe dersleriyle ilgili görüşlerini ortaya koymaktır. Türkçe, Batı Avrupa’da bir çok ülkede 5 milyon insan tarafından konuşulan en büyük azınlık dili olmakla birlikte hak ettiği ilgiye sahip değildir. Avrupa Birliği ülkelerinde, azınlık hakları doğrultusunda iki milyondan fazla çocuk ve gencin okullarda iyi bir ana dili Türkçe eğitimi alması gerekirken, bu ülkelerin çoğunda sınırlı imkanlar mevcuttur. Araştırma, Almanya’daki göçmen Türk öğrencilerinin Türkçe dersine yönelik algıları/görüşlerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi için gerçekleştirilen ilişkisel tarama modelinde bir araştırmadır. Araştırmanın evreni, Almanya’nın değişik eyaletlerinde (Baden-Würtemberg, Aşağı Saksonya, Bremen, Hamburg ve Berlin) öğrenim görmekte olan 11-18 yaş grubunda ve 5.-12. sınıf arasındaki Türk kökenli göçmen öğrencilerdir. Örneklem, bu öğrencilerin öğrenim gördükleri okullardan tesadüfi küme örnekleme olarak seçilen okullarda aynı yaş ve sınıf düzeyindeki 580 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada öğrencilerinin bazı demografik özelliklerini ayrıca Türkçe dersine yönelik algıları/görüşlerini saptamak amacı ile araştırmacı tarafından iki anket kullanılmıştır. Türkçe dersine yönelik algıları/görüşleri öncelikle yüzde-frekans ve çapraz tablolar olarak betimlenmiş, görüşlerin demografik değişkenlere olan bağımlılıkları ki-kare (chi-square) analizi ile denetlenmiş ve sonuçlar araştırmanın hipotezleri bağlamında yorumlanmıştır.
Almanya’da ana dili Türkçe anadili yabancı dil Türkçe öğretimi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 11 |