In this study, it’s aimed to determine the relation between average of Public Personnel Selection Examination (KPSS) and base points of entrance to Psychological Counseling and Guidance (RPD) programme which gives daytime education. In this way, it carries the characteristics of a descriptive sort of study. RPD programmes in 34 state universities which accepts students according to Student Selection Examination (ÖSS) results in 2009-2010 education term have formed the population of this study. The data of this study have been obtained from 2009 and 2013 year statistics of Student Selection and Placement Centre (OSYM). In the analysis of the data, Spearman’s rank correlation coefficient was used. Between average rankings of KPSS educational sciences and base point rankings of ÖSS in RPD programmes, it’s been observed that there’s a relation at .12 level positive and low level, at -.38 level of negative and mid between the point rankings in general culture, at .35 level of positive and mid between the point rankings in general ability. This case indicates that the ones with high entrance points who attend RPD programmes more advantageously than their rivals cannot sustain this advantage to graduation onwards. The cases like cognitive skills oriented form of both KPSS and OSS exams; the graduates facing with language problem in KPSS as the medium of instruction is English in the programmes of which entry points are usually high; the students who study in universities with low entry points can make more time for KPSS can be indicated as the reason of low relation between KPSS average nets and entrance base points
Teacher selection and placement psychological counselling and guidance KPSS OSS achievement
Bu araştırmada, birinci öğretim lisans eğitimi veren Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (RPD) programlarının giriş taban puanları ile Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) net ortalamaları arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu yönüyle araştırma betimsel türde ilişkisel bir çalışma özelliği taşımaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 2009-2010 eğitim-öğretim yılı için Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlarına göre öğrenci alan 34 devlet üniversitesindeki RPD programları oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)’nin 2009 ve 2013 yılı istatistiklerinden elde edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde Sperman Brown Sıra Farkları korelâsyon katsayısı kullanılmıştır. RPD programlarının ÖSS taban puan sıralaması ile KPSS eğitim bilimleri puan sıralamaları arasında .12 düzeyinde pozitif ve düşük, genel kültür puan sıralamaları arasında -.38 düzeyinde negatif ve orta, genel yetenek puan sıralamaları arasında .35 düzeyinde pozitif ve orta düzeyde bir ilişki olduğu görülmüştür. Bu durum RPD programlarına rakiplerine göre avantajlı olarak giren yüksek giriş puanlı öğrencilerin, bu avantajı mezuniyet sonrasına taşıyamadıklarını göstermektedir. Hem ÖSS hem de KPSS sınavının sadece bilişsel becerilere odaklı yapısı; genellikle giriş puanı yüksek olan programların öğretim dilinin İngilizce olmasından dolayı mezunlarının KPSS’de dil sorunu yaşayabilir olması; düşük giriş puanına sahip üniversitede öğrenim gören öğrencilerin KPSS’na daha çok zaman ayırabilmesi gibi durumlar giriş taban puanları ile KPSS net ortalamaları arasındaki düşük düzeydeki ilişkinin nedeni olarak gösterilebilir.
Öğretmen seçme ve yerleştirme rehberlik ve psikolojik danışmanlık KPSS ÖSS başarı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 19 |