Pragmatizm ve hermeneutik sosyal bilimler felsefesi ve metodolojisine hâkim olan kısır ve düalistik kavrayışı eleştiren, geleneksel (pozitivist) görüşün “yöntem fetişizmine” ve “kesinlik arayışına” karşı duran yaklaşımlardır. Hermeneutik, insanı içinde yer aldığı ufuk ekseninde değerlendirir ve insanî tecrübe ediş alanlarında “en doğru yöntem”in tahakkümünün yarattığı hakikat tekelciliğine savaş açar. Pragmatizm ise, araştırma ve soruşturmayı, problem odaklı pratik insan düşünüşünün her zerresine uyarlayan bir yaklaşımdan hareket eder. İnsan doğasına tanımlar üreten, onu “kabuller”e göre tasnif eden, salt refleksiyona indirgenmiş ve yaşamdan kopuk bir “bilimcilik”e bulanmış sosyal bilim kavrayışlarını eleştiri konusu edinir. İki görüş arasındaki ortaklıklar Richard Rorty’nin neopragmatizmi ve Hans-Georg Gadamer’in felsefî hermeneutiğinde daha belirgindir. Felsefî hermeneutik, büyük oranda, bağlamsallığın ve perspektivizmin öne çıktığı, anlamın ardında yatan dilsel ve toplumsal zemine göndermede bulunan bir tür “dilsel dönüş”e işaret ederken, neopragmatizm ise insanın değişebilen yaşamsal ideallerinden beslenerek etkinlik sergilediği bir “pragmatik dönüş”e temas eder. Her iki “dönüş” veya “yol ayrımı” sosyal bilimler metodolojisinde çığır açıcı yönelim ve fraksiyonlar üretmiştir. Hem pragmatizm hem de hermeneutik, hakikatin verili dünyasından, dünyaların açık uçlu hakikatlerine geçişin “öncü” ve “yenilikçi” ekolleri, kısacası kendi çağlarının avant-garde’ları olagelmiştir. Makalemizde, her iki eğilimin öne çıkan argümanları ışığında, uzlaştıkları ve ayrıştıkları hususlar ele alınmaktadır.
Klasik Pragmatizm Neopragmatizm Felsefî Hermeneutik Richard Rorty Hans-Georg Gadamer
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 35 |